Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Rusya’yı ziyaretinde, iki ülke liderleri Ukrayna krizinde çatışmaların durdurulması ve sorunun diyalog yoluyla çözülmesi için çağrı yaptı.
Çin lideri Şi ile Rus mevkidaşı Vladimir Putin’in dünkü görüşmelerinin ardından, iki ülke arasında stratejik işbirliği konusunda ortak bildiri yayımlandı.
“Yeni Dönemde Kapsamlı Stratejik İşbirliği Koordinasyonunun Derinleştirilmesi ve Ukrayna Krizinin Diyalog Yoluyla Çözülmesi” başlıklı bildiride, taraflar, sorunun çözümü için en iyi yolun diyalog olduğunu vurgulayarak, gerginliği artıracak, çatışmayı uzatarak krizin kontrolden çıkmasına yol açacak adımlardan kaçınılması gerektiği belirtildi.
Liderler, ortak bildiride, ABD ve Batılı ülkelerin krizdeki tavrını üstü kapalı eleştirerek, “Taraflar, herhangi bir ülke veya ülkeler grubunun, başka ülkelerin meşru güvenlik çıkarlarına zarar vererek askeri, siyasi ve diğer alanlarda avantaj elde etmesine karşıdır.” ifadesine yer verildi.
Rus tarafının barış görüşmelerine en kısa zamanda dönülmesi taahhüdüne bağlılığını vurguladığı, Çin’in Ukrayna krizinin siyasi ve diplomatik çözümü için yapıcı rol oynamaya yönelik iradesini ve bu konudaki önerilerini takdirle karşıladığının belirtildiği açıklamada, şunlar kaydedildi: “Taraflar, Ukrayna krizinin çözümü için tüm ülkelerin meşru güvenlik kaygılarına saygı gösterilmesi, bloklar arası cepheleşmeden ve ateşe körükle gitme yaklaşımından kaçınılmasının önemini vurgulamıştır. Taraflar, gerginliği artıracak, çatışmanın uzayarak kötüye gitmesine ve dahi kontrolden çıkmasına yol açacak adımlara karşıdır. Taraflar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin onay vermediği her tür tek taraflı yaptırıma karşıdır.”
Şi ve Putin, bildiride uluslararası topluma barışa yönelik yapıcı çabalara destek olma çağrısında bulundu.
Putin: Batı ile Kiev barışa hazır değil
Öte yandan Rus lider Vladimir Putin’in, bildirinin imzalanmasının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında barış görüşmelerin devamını konusunda daha kesin bir tutumu dile getirdi.
Çin’in ortaya koyduğu barış planı hükümlerinin birçoğunun, Rusya’nın yaklaşımlarıyla uyumlu olduğunu ifade eden Putin, “(Önerilerin) Batı ile Kiev hazır olduğunda barışçıl bir çözüm için baz alınabileceğini düşünüyoruz. Ancak şimdiye kadar onların buna hazır olduğunu göremiyoruz.” dedi.
ABD: Şi ile Putin’in görüşmesi umut vermedi
Görüşmeye ilişkin ABD’den yapılan açıklamada ise liderlerin Ukrayna konusundaki önerilerinin savaşın yakın zamanda biteceğine dair büyük umutlar vermediği ifade edildi.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, tarafların, BM Şartı’nın amaç ve ilkelerine uyulması gerektiğini savunduğunu, bunun Rusya’nın bir başka BM üyesi olan Ukrayna topraklarından çekilmesi gerektiği anlamına geldiğini vurgulayarak, “Çin, yapıcı bir rol oynamak istiyorsa, Rusya’ya Ukrayna’dan çekilmesi konusunda baskı yapması gerekir.” dedi.
Çin’in tutumu
Çin ile ABD arasında jeostratejik rekabetin ve bölgesel gerilimlerin arttığı bir dönemde başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, Pekin yönetimini, “ortak düşman” algısıyla benzer meydan okumalarla karşı karşıya olan Moskova’ya yakın bir tutum izlemeye yöneltmişti.
Pekin yönetimi, çatışmaların başlamasının ardından “savaş” ve “işgal” sözcüklerini kullanmaktan kaçınırken BM Genel Kurulundaki oylamada çekimser kalarak Moskova’yı kınamayan az sayıda ülke arasında yer almıştı.
Çin, savaşın yıl dönümü olan 24 Şubat’ta krizin siyasi çözümü için önerilerini içeren 12 maddelik “tutum belgesi” açıklamıştı. Belgede ülkelerin egemenliklerine saygı gösterilmesi, meşru güvenlik kaygılarının dikkate alınması, tek taraflı yaptırımlara son verilmesi ve gerginliklerin aşamalı olarak azaltılarak ateşkesin sağlanması gerektiği vurgulanmıştı.
Ateşkes önerisi, ABD ve Avrupa Birliği’nin yanı sıra öneriyi fiili durumun kabulünün dayatılması olarak algılayan Ukrayna tarafından da kabul görmemişti. Kiev yönetimi, bu koşullardaki bir barışın, “savaşın dondurulması” anlamına geleceğini dile getirmişti.
Rusya da Çin’in görüşüne önem verdiğini ancak mevcut koşullarda Ukrayna meselesinin çözümünde barış yoluna geçişin sağlanması için gerekli koşulların oluşmadığını bildirmişti.