9 Temmuz 2023 tarihinde Özbekistan’da gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı Seçimleri, Özbekistan Liberal Demokratik Partisi adayı ve mevcut Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev’in zaferiyle neticelenmiştir. %69,85 katılımla gerçekleşen seçimlerde yarışan adaylardan Sayın Mirziyoyev % 87,05 oy alırken; Adalet Sosyal Demokratik Partisi adayı Robahon Mahmudova %4,43, Halk Demokratik Partisi Adayı Uluğbek İnoyatov %4,02 ve Ekoloji Partisi adayı Abduşukur Hamzayev %3,74 oy almıştır.
Üçüncü Rönesans’ın Başarısı: Güçlü Demokrasi
Kuşkusuz Özbekistan seçimleri, ülkenin çok partili siyasal hayata uyum sağlama ve liberal demokrasiyi içselleştirme noktasında geldiği aşamayı gözler önüne sermektedir. Dolayısıyla adayların aldıkları oy oranları, çok partili siyasal hayata geçişte kat edilen mesafeyi göstermesi bakımından da oldukça mühimdir.
Esasen Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Mirziyoyev de 2016 yılından beri uyguladığı reformlarla merkez-çevre ilişkilerini onarmak; yani devlet-millet birlikteliğini güçlendirmek istemektedir. Hiç şüphe yok ki; Sayın Mirziyoyev, bunun yolunun demokrasinin kuvvetlendirilmesinden geçtiğini de bilmektedir.
Seçim sonuçları, Sayın Mirziyoyev liderliğinde yürütülen Üçüncü Rönesans Hareketi’nin başarısı olarak yorumlanabilir. Zira Özbek halkı, tercihini istikrardan yana yapmış ve Yeni Özbekistan inşa sürecine olan desteğini bir kez daha göstermiştir.
Yeni Özbekistan İnşa Sürecinin İtici Gücü: Reformlar
Bu noktada Yeni Özbekistan inşa süreci bağlamında hayata geçirilen reformlar noktasında söz konusu ülkenin iki kritik eşiği aştığını ifade etmek mümkündür. Bunlardan ilki, 30 Nisan 2023 tarihinde Özbek halkının %90’ının desteğini alan anayasa referandumudur. Bu referandumla birlikte Özbekistan Anayasası’na “laik ve sosyal devlet” vurgusu eklenmiş, serbest piyasanın sağlıklı bir şekilde işlemesi için çeşitli düzenlemeler yapılmış, Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinin bir kısmının Parlamento’ya aktarılması yoluyla demokratikleşme konusundaki kararlılık net bir şekilde ortaya konulmuş ve eğitimden mülkiyet özgürlüğüne kadar çeşitli alanlarda atılan kapsamlı adımlarla hukuk devletinin güçlendirilmesi sağlanmıştır.[1]
Aslında ikinci kritik viraj olan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri de Sayın Mirziyoyev’in anayasadaki değişikliklerin ardından sürecin ruhuna uygun olarak aldığı bir karardır. Böylelikle Sayın Mirziyoyev, anayasa değişikliklerinin ortaya koyduğu yasal zemine uygun bir yetki alanında görev yapacaktır. Zira reformlar konusunda zaman kaybetmek istemeyen bir Taşkent yönetimi vardır. Aynı zamanda Özbek lider, bu seçimler vesilesiyle güven tazelemeyi de başarmıştır.
Son derece adil bir rekabet ortamında gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı Seçimleri esnasında yaşlılara, hastalara ve küçük çocukları olan annelere sağlanan kolaylıklar, Yeni Özbekistan’ın insanı merkeze alan yaklaşımını gözler önüne sermiştir. Dahası yalnızca insanı değil; çevreyi ve diğer varlıkları da önemseyen bir perspektif ortaya koyan Üçüncü Rönesans Hareketi, yeşil ekonomi bağlamında yeşili, çevreyi ve iklim değişikliğini dikkate alan bir demokrasi anlayışının mümkün olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. Elbette bu da kararlıkla yürütülen reform sürecinin bir çıktısıdır.
Özbek Halkı Niçin İstikrar Dedi?
Bu aşamada Özbek halkının niçin istikrarı seçtiği sorusuna da değinilmelidir. Bu sualin yanıtı ise 2017-2022 yılları arasında ülkenin geçirdiği değişimden anlaşılmaktadır. Çünkü bahsi geçen dönemde Özbekistan’ın dış ticaret hacmi 27 milyar dolardan 50 milyar dolara ulaşmış, gayrısafi yurtiçi hasıla (GSYİH) 30 milyar dolardan 80 milyar dolara çıkmış, doğrudan yabancı yatırımlar 3 milyar dolardan 8 milyar dolar seviyesine gelmiş ve yoksulluk oranı %30’dan %14’e düşmüştür. Üstelik 61 olan bakanlık sayısı da 28’e düşürülerek vatandaşın hayatının kolaylaştırılması sağlanmış ve bürokrasi azaltılmıştır. Bu yüzden de Özbek halkı, tercihini refahtan, kalkınmadan ve istikrardan yana yapmıştır.
Anlaşılacağı üzere Sayın Mirziyoyev, seçim kampanyasında ortaya koyduğu hedeflere ulaşmak için kararlı adımlar atmayı sürdürecektir. Öncelikle belirtmek gerekir k; Sayın Mirziyoyev, kampanya esnasında eğitim politikalarının önemine dikkat çekmiş ve amacının ülkenin insan potansiyelini en verimli şekilde kullanmasını sağlamak olduğunu dile getirmiştir. Bu da Sayın Mirziyoyev’in yalnızca Özbekistan’ın bugününü değil; aynı zamanda geleceğini de düşündüğünü ve önemsediğini göstermektedir.
Sayın Mirziyoyev’in ikinci hedefi ise müreffeh bir toplum yaratmak ve bu çerçevede ekonomide sürdürülebilir bir kalkınma zemini oluşturmaktır. Bu nedenle de Özbekistan’ın ekonomik anlamda liberalleşme sürecini sürdüreceğini iddia etmek mümkündür.
Buna ek olarak Sayın Mirziyoyev; hukukun üstünlüğünün sağlanması, su kaynaklarının ve çevrenin korunması, ordunun güçlendirilmesi ve otomotiv sektörü başta olmak üzere endüstride ciddi atılımlar gerçekleştirilmesi gibi hedeflere yönelik çeşitli beyanlarda da bulunmuştur.
Nihai aşamada Sayın Mirziyoyev, 2030 yılına kadar çocukların okul öncesi eğitim ihtiyaçlarının tamamını karşılamak ve %100 okullaşma düzeyine ulaşmak, tüm nüfus yerleşim alanlarına temiz içme suyu sağlamak, 1 milyon ek konut inşa ederek barınma sorununu sona erdirmek ve GSYİH’yi iki katına çıkararak 160 milyar dolara ulaştırmak istemektedir.
Tahmin edileceği gibi, Sayın Mirziyoyev’in seçim sürecindeki vaatleri, toplumu ikna etmiştir. Zira ortada 2017-2022 dönemi verileriyle de temellendirilebilen somur bir başarı vardır. Dolayısıyla Özbek halkı da Üçüncü Rönesans’ın mimarı olan Sayın Mirziyoyev’in bu birikime güvenmiştir. Bu sebeple de en temelde demokratik bir toplum inşa edilmesi, bankacılık sisteminin ve para dolaşımının serbestleştirilmesi, yoksulluğa karşı mücadelede yeni ve sonuç veren yöntemlerin geliştirilmesi, eğitim sisteminin reforme edilmesi, kamu ve özel sektör arasındaki dengenin sağlanması, tarımın modernize edilmesi ve Orta Asya ülkeleriyle zaten olumlu bir seviyede olan ilişkilerin daha ileriye taşınması gibi yedi sütuna dayanan reform sürecinin devam edeceği öngörülebilir.
Netice itibarıyla 9 Temmuz 2023 tarihinde gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı Seçimleri, Özbek halkının iradesini büyük bir demokratik olgunlukla gösterdiğini gözler önüne sermiş ve toplum, “istikrar ve süreklilik” demiştir. Böylece Özbek halkı, Üçüncü Rönesans’a ve bu bağlamda Yeni Özbekistan inşa sürecinin mimarı Sayın Mirziyoyev’e olan güvenini yeniden teyit etmiştir.
[1] Mehmet Seyfettin Erol, “‘Benim Anayasam’ Referandumunda Özbek Halkı ‘Evet’ Dedi”, Türkiye Gazetesi, https://www.turkiyegazetesi.com.tr/gundem/benim-anayasam-referandumunda-ozbek-halki-evet-dedi-962641, (Erişim Tarihi: 06.07.2023).