Eski dönemlerden bugüne kadar dünya dilleri arasında yükselişi devam eden Türkçemiz, medeniyetler arası kültür taşıyıcılığı rolünü üstleniyor. Amasya Üniversitesi, Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi, Öğretim Görevlisi Merve Dincer, 13 Mayıs Türk Dil Bayramı dolayısıyla Türkçenin kadim zamanlardan günümüze dünyada üzerindeki etkisini kaleme aldı.
Türkiye, Antik Yunancada “her gün yeniden yükselen güneş, güneşin yükseldiği yer, güneşin doğduğu yer” anlamlarını taşıyan; Hititler, Lidyalılar, Romalılar gibi binlerce medeniyete ev sahipliği yapan; Asya, Afrika, Avrupa’yı birleştiren Anadolu olarak bilinen topraklarda yer alıyor. Ülkemiz bulunduğu konum ve sahip olduğu zengin kültürüyle her dönemde medeniyetlerin gözdesi olmuştur. Eski dönemlerden günümüze kadar dünya dilleri arasında yükselişi devam eden Türkçemiz, medeniyetler arası kültür taşıyıcılığı rolünü üstleniyor.
Türkçenin tarihçesi
Türkçe, 1863’te Macaristan’dan yola çıkıp Asya’ya doğru Türk topraklarını gezen, tarihin bilinen en meşhur Türkologu ve aynı zamanda bir saray casusu olan Macar asıllı Armin Vámbéry’nin tecrübelerinde ifade ettiği gibi “Balkan coğrafyasından Çin’e kadar uzanan” bir etki alanına sahip, çok güçlü bir dildir. Nitekim Türkçenin tarih boyunca süregelen ününe şahitlik eden en büyük eseri Divanu Lugati’t-Türk’ün en önemli yazılış amaçlarından biri de Araplara Türkçenin güzelliklerini anlatmak olmuştur. Türk dilinin bu büyük eserinin sahibi Kaşgarlı Mahmud “Derdini dinletebilmek ve Türklerin gönlünü almak için onların dilleri ile konuşmaktan başka yol yoktur.” diyerek 1070’li yıllardan beri dünyada dilimize gösterilen ilgiyi gözler önüne sermiştir.
Türk enstitülerinin dünyada faaliyetleri
Tarihin en eski dönemlerinde olduğu gibi günümüzde de Türkçenin dünya topraklarında ülkemizin sınırlarını aştığını görüyoruz. “Dil söyler kulak dinler, kalp söyler kainat dinler.” sözüyle gönül dili Türkçe olan Yunus’un adının verildiği Yunus Emre Enstitüsünün bugün Arnavutluk’tan Çin’e, Kosova’dan Nijerya’ya kadar toplam 64 ülkede 80’nin üstünde kültür merkezinde faaliyet gösterdiğini biliyoruz. Yunus Emre Enstitüsü, dünyayı kasıp kavuran Kovid-19 salgını dönemi olan 2020 yılında bile 196 ülkede dijital ortamda 100 bin kişinin gönüllerine Türkçe sevgisini taşımayı başarmıştır. Yine aynı amaçla Türkiye toprakları dışında yola çıkan ve okul öncesinden yükseköğretime kadar her kademede gösterdiği faaliyetlerle “Anadolu’nun irfan geleneğini esas alarak iyi insan yetiştirmek” misyonunu taşıyan Türkiye Maarif Vakfı da 67 ülkede faaliyet gösteriyor. Temel değeri insan odaklılık olan ve dünyanın barış iklimine katkı sağlamayı amaç edinen Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı da (TİKA) 63 Program Koordinasyon Ofisi ile 150 ülkede faaliyet gösterdiğini bildiriyor.
Dünyada en çok tercih edilen ilk 10 ülkeden biri: Türkiye
Türkçe sevdasıyla yola çıkan saydığımız bu resmi kuruluşlar dışında da ülkemizde ve dünyada bazı özel kurumlar, gönüllü vakıf ve dernekler, hiçbir kuruluşa bağlı olmayan Türkçeye gönül vermiş öğretmenler de Türkçenin yükselişine katkı sağlıyor ve ülkemize çok sayıda uluslararası öğrencinin gelmesini sağlıyor. YÖK’ün 18 Nisan 2024’te yaptığı açıklamaya göre ülkemiz, dünyada uluslararası öğrenciler tarafından en çok tercih edilen ilk 10 ülke arasındadır. YÖK istatistiklerine göre 2022-2023 eğitim-öğretim döneminde yeni kayıt yaptıran sayısı 103 bin 498 olmak üzere toplamda 301 bin 694 öğrenciyi misafir ediyoruz. Ülkemize son zamanlarda artan ilginin sebebi birçok araştırmacının ilgisini çekiyor. Yapılan ulusal ve uluslararası tabanlı araştırmalar uluslararası öğrencilerin Türkiye’yi tercih etme nedenlerini şöyle sıralıyor:
Coğrafi yakınlık,
Türk insanına ve Türk kültürüne olan sevgi,
Türk tarihi,
Türk müziği,
Dini nedenler,
Kültürel ve etnik özellikler,
Renkli kültürleri öğrenme merakı,
Yaşanabilirlik çatısı altında huzur ve güvenlik,
Kaliteli eğitim olanağı,
Aile ve arkadaş çevresinin tavsiyesi,
İnsanların iyi, nazik ve iletişime açık olmaları
Türk dizileri ve Türkçe
Bu sebepler arasında Türkçenin ününün artmasına vesile olan bir başka güçlü etken de şüphesiz Türk dizileridir. Ortak kültür ve tarihimizin olmadığı ülkelerde bile Türk dizilerine olan ilginin günden güne arttığını görüyoruz. 2000’li yıllardan itibaren medyamızda kanal sayısındaki artışın bir çıktısı olarak dizilerimizin Balkanlar’dan Orta Doğu’ya, Amerika’dan Asya’ya kadar geniş bir coğrafyada izlenildiğini biliyoruz. Kendine has özelliklere sahip olan Türk dizileri, Türk kültürünün ve tabii olarak Türkçenin yükselişine katkı sağlayan yumuşak bir güç haline geldi. Yapılan araştırmalar Türkiye’nin Amerika’dan sonra 2. büyük dizi ihracatçısı olarak yükselişe geçmesinin Türk kültürünün birçok kültürden farklı ve zengin oluşuyla ve Türk misafirperverliği ve hoşgörüsüyle ilgili olduğunu gösteriyor. Bu ilginin bir sonucu olarak özel bir dil eğitimi almasa bile ortak geçmişe sahip olduğumuz veya olmadığımız ve Türkçeyi dizilerden öğrenen birçok uluslararası öğrenci mevcut.
Sosyal medyanın önlenemez hızı ve Türkçe
Son zamanlarda sosyal medya platformlarında uluslararası öğrenci olarak ülkemize gelip dilimizi en etkili şekilde öğrenerek birçok takipçi kazanan uluslararası sosyal medya fenomenlerinin sayısındaki artış dikkatimizi çekiyor. Bu isimler arasında ülkesine dönerek adeta kültür elçimiz misyonuyla hareket eden “Afrika’nın Yıldızı: Nalia Andre”, etkili mizah yeteneğiyle komedi dünyasında yankı uyandıran sosyal medya fenomenleri Senegalli “Musti Kusti” ile Japon “Yoshi Enomoto” ve seslendirdiği Türkçe şarkılarla gönlümüzde taht kuran Koreli fenomen “God Dyu” etkili isimlerden sadece birkaçıdır.
Görüldüğü üzere Türkçe, tarihin en eski zamanlarından teknolojinin hayatımızın vazgeçilmez parçası olduğu günümüze kadar her dönemde ve her alanda yükselişine hızla devam ediyor.
Yaşanan bu gelişmeler dolayısıyla 1277 yılında Karamanoğlu Mehmet Bey’in Türkçeyi resmi dil ilan etmesinin yıl dönümü olan 13 Mayıs Türk Dil Bayramımız kutlu olsun.
Merve Dincer
Amasya Üniversitesi, Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezinde Öğretim Görevlisi