Ukrayna’nın “uluslararası lejyonu” savunma hattını güçlendirmek ve cephede uzman asker açığını kapatmak amacı taşırken, Rusya tarafında bu tür unsurlar daha çok müttefik ülkelerden sağlanan destekle şekilleniyor. TRT Russian Dijitalden Mehmet Furkan Dündar, yabancı lejyonların Rusya-Ukrayna savaşına stratejik etkilerini kaleme aldı.
Rusya-Ukrayna savaşı, iki devlet arasındaki bir çatışma olmaktan çıkıp küresel düzeyde bir güç mücadelesine dönüşürken, sahadaki aktörlerin çeşitliliği de yeni boyutlar kazanıyor. Hem Ukrayna hem de Rusya geleneksel ordu güçlerini aşarak yabancı savaşçılardan oluşan lejyonları savaş sahnesine taşıyor. Bu gelişme, yalnızca savaşın gidişatını değil, aynı zamanda uluslararası diplomasinin seyrini ve jeopolitik dengeleri de derinden etkiliyor.
Yabancı askeri lejyonların ortaya çıkışı
Yabancı askeri lejyonların kökeni, devletlerin savaş sahnesinde geleneksel güç unsurlarını tamamlayacak esnek ve hızlı müdahale kabiliyeti arayışına dayanıyor. Paralı askerler ya da gönüllü birlikler, tarih boyunca ulus devletlerin kapasitesini aşan durumlarda tercih edildi. Modern çatışmalarda ise bu lejyonlar, küresel çapta mobilize edilebilen bir insan gücü ve stratejik avantaj sağlama aracı olarak öne çıkıyor.
Örneğin, Fransız ve İspanyol yabancı lejyonları, Cezayir ve Rif savaşlarında sömürge politikalarını destekleyerek sömürge karşıtı isyanları bastırmada önemli roller üstlendi. Modern dönemde ise Rus Wagner grubu ve Batılı gönüllüler, Suriye iç savaşında yabancı lejyonların askeri gücün yanı sıra ideolojik ve siyasi bir araç olarak da kullanılabileceğini ortaya koydu. Benzer şekilde, yabancı savaşçılar Afganistan, Irak, Çeçenistan ve Nijerya’da ideolojik motivasyonlarla yerel direniş hareketlerine destek sağlarken, uluslararası koalisyon güçleri ve gönüllü askerler de devletler arası müdahalelerde belirleyici aktörler haline geldi.
Rusya-Ukrayna savaşında yabancı lejyonların varlığı, hem çatışmanın uluslararası boyutunu hem de tarafların stratejik önceliklerini ortaya koyuyor. Ukrayna’nın “uluslararası lejyonu” savunma hattını güçlendirmek ve cephede uzman asker açığını kapatmak amacı taşırken, Rusya tarafında bu tür unsurlar daha çok müttefik ülkelerden sağlanan destekle şekilleniyor.
Kuzey Kore ordusu: Gizemli ve disiplinli bir güç
12 Kasım 2024’te Kuzey Kore ve Rusya stratejik ortaklık anlaşmasını onaylayarak aralarındaki askeri bağları güçlendiren kritik bir adım attı. 23 maddeden oluşan bu anlaşma, iki ülkenin savunma işbirliğini kurumsallaştırmayı ve özellikle dış saldırılar karşısında birbirlerine kapsamlı destek sağlamayı hedefliyor.
Dünyanın en kapalı ve disiplinli askeri güçlerinden biri olarak bilinen Kuzey Kore ordusu, yaklaşık 1,28 milyon aktif asker ve 600 bin yedek personelden oluşuyor. Zorunlu askerlik süresinin erkeklerde 10, kadınlarda ise 8 yıla kadar uzadığı bu orduda ideolojik eğitim ve rejime sadakat temel yapısal unsurlar arasında yer alıyor. Ancak teknolojik altyapı eksikliği ve sınırlı uluslararası deneyim, ordunun gerçek savaş kabiliyetine dair ciddi soru işaretleri yaratıyor.
Rusya safında Kuzey Kore askerlerinin olası etkileri
Kuzey Kore askerlerinin Rusya tarafında savaşacağına dair iddialar uluslararası toplumda geniş yankı buldu. Moskova bu iddiaları yalanlarken tarafların yalnızca askeri tecrübe paylaşımında bulunduğunu ifade etti. Ancak bu olasılığın etkileri hem Rusya hem de Kuzey Kore açısından dikkat çekicidir.
Rusya açısından bakıldığında, Kuzey Koreli askerler cephedeki insan gücü açığını kapatma potansiyeline sahip oldukları gibi disiplinleri ve ideolojik bağlılıkları sayesinde de belirli görevlerde avantaj sağlayabilirler. Kuzey Kore için ise bu katılım, uluslararası izolasyondan kurtulma ve Rusya ile derinleşen bağlarla ekonomik yaptırımları hafifletme çabalarına katkı sunabilir.
Ancak bu işbirliğinin olumsuz etkileri de göz ardı edilemez. Rusya için Kuzey Kore askerlerinin varlığı, yerel askerler arasında moral bozukluğuna yol açabilir ve sahada koordinasyon sorunlarını tetikleyebilir. Ayrıca Rusya bu hamleyle Batı’nın daha sert yaptırımlarıyla karşılaşabilir.
Kuzey Kore askerleri ise yüksek kayıplar verirse ya da sahada herhangi bir başarısızlık yaşarlarsa bu durum medyada kaçınılmaz olarak görünür olacaktır. Bu minvalde, Kuzey Kore rejiminin uluslararası itibarı zedelenebilir.
Ukrayna’da yabancı subaylar: Gereklilik mi, risk mi?
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin 25 Ekim’de imzaladığı yasa tasarısı, Ukrayna “uluslararası lejyonunda” savaşan yabancı gönüllülerin bundan böyle subay olarak da görev yapmalarına olanak tanıyor. Bu adım, savaşın kritik bir dönüm noktasında alınmış gibi görünüyor.
50’den fazla ülkeden savaşçı barındıran Ukrayna “uluslararası lejyonu” başlangıçta sembolik bir girişim olarak görülüyordu. Ancak savaşın uzaması, tecrübeli liderlik ihtiyacını artırdı. Bu sebeple Ukrayna ordusuna yabancı subayların atanması, hem teknik bilgi hem de savaş deneyimi eksikliğini gidermeyi amaçlayan stratejik bir hamle olarak değerlendiriliyor.
Ancak bu adımın riskleri de bulunuyor. Ukrayna askerlerinin yabancı bir subayın komutası altında çalışmaya yönelik tepkisi, moral kaybına neden olabilir ve iç gerilimlere yol açabilir. Ayrıca yabancı subayların varlığı, Ukrayna’nın savaş iradesinin uluslararası güçlerin yardımına daha fazla bağlı olduğu algısını derinleştirebilir.
Savaşın uzaması: Güç ve motivasyon dengesi
Rusya ve Ukrayna’nın yabancı lejyonlara karşı artan bağımlılığı, savaşın uzamasına yönelik stratejik bir hazırlık olarak değerlendirilebilir. Ancak bu durum, güç ve motivasyon dengesi açısından her iki taraf için de riskler barındırıyor.
Dil engeli ve operasyonel entegrasyon, yabancı askerlerin sahadaki etkinliğini hem Ukrayna hem de Rusya açısından karmaşık bir hale getiriyor. Örneğin, komuta ve kontrol süreçlerinde yaşanabilecek iletişim kopuklukları, muharebe sırasında koordinasyon zorluklarına yol açabilir ve operasyonların etkinliğini tehlikeye atabilir. Bu durum, yabancı birliklerin katkısını sınırlayarak hem yerel askerler hem de komutanlar için ek bir yük haline gelebilir.
Rusya, ekonomik yaptırımların uzun vadeli etkileriyle lojistik kapasitesini ve askeri üretimi sınırlandırırken Kuzey Kore gibi dış desteklerle kısa vadeli çözümler sağlayabilir. Ancak savaşın uzamasıyla insan kayıpları ve ekonomik maliyetler artmaya devam edecektir. Ukrayna açısından bakıldığında ise Batı’nın sağladığı destek aslında ülkenin iç kaynaklarını tüketiyor. Bu noktada, yabancı lejyonların ordu içindeki varlığı sahadaki motivasyonu etkileyebilecek bir unsur olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, Rusya-Ukrayna savaşı yalnızca cephede değil, tarafların uluslararası desteği sürdürebilme kapasitesine bağlı olarak şekillenmeye devam edecek. Güç ve motivasyon kaybı yaşayan tarafın stratejik gerilemesi, savaşın nihai sonucunu belirleyecek en kritik unsur olarak karşımıza çıkıyor.
Mehmet Furkan Dündar
TRT Russian Dijital Kanal’da çalışmakta ve Avrasya alanında çalışmalar yapmaktadır.