TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener, yeni aldıkları Almatı Havalimanı için, “Kazakistan bitti. AFC ve EBID’den kredisini hallettik. Çok kısa sürede devralacağımızı planlıyoruz” dedi.
TAV CEO’su Şener pandemi dönemi ve sonrasında havacılık sektörünü neler beklediğini Haber Aero’ya değerlendirdi. Kazakistan’ın en kalabalık şehri olan Almatı’nın havalimanı AFC ve EBID’den kredisinin çözmeleriyle beraber kısa süre içerisinde devralacaklarını kaydetti.
Havalimanının Çin ve Rusya’ya komşu olmasıyla beraber İpek yolunun en önemli merkezlerinden biri olduğunu belirten Şener Almatı’da çok ciddi bir kargo potansiyeli olması sebebiyle kargo merkezi kurmayı düşündüklerini açıkladı.
TAV CEO’su Sani Şener Almati Havalimanı ve pandemi etkisiyle havacılık sektörünü gelecek zamanlarda nasıl bir yol alacağını Haber Aero’ya şu sözlerle anlattı:
Kazakistan bitti. AFC ve EBID’den kredisini hallettik. Çok kısa sürede devir alacağımızı planlıyoruz. Onu açıklayacağız zaten. Şu an son dokümantasyonlar yapılıyor. Oradan çok ümitliyiz. Yani Biz Almatı’yı çok istedik. Daha doğrusu Orta Asya’da olmayı çok istedik. Çünkü o bölgenin çok önemli bir bölge olduğuna inanıyoruz. Çin’e komşu, Rusya’ya komşu bir ülke ve tarihi İpek Yolu’nun en önemli merkezlerinden birisi. Yeni İpek Yolu diyorlar ve ikisi Almatı’da geçiyor. Biri Hazar’ın üstünden Rusya’dan geçerek gidiyor, biri ortadan Türkiye’yi kullanarak geliyor, öbürü de Kızıldeniz’den yukarıya doğru geliyor.
Herkes diyor ki; “Türkiye’nin Somali’de ne işi var? Cibuti’de ne işi var?” Aslında biz Cibuti’de bir iki havalimanıyla ilgilendik de bir baktığınızda tüm dünya orada. Çin orada, Fransa orada, Amerika orada, Rusya orada. Herkes Kızıldeniz’i tutmaya çalışıyor. Oraları tutmak gerekiyor ki oradan geçen İpek Yolu’nu tutmak gerekiyor. Almatı’da çok ciddi bir kargo potansiyeli var. Orada bir kargo merkezi kurmayı düşünüyoruz. Ve burası Hintliler ve Çinlilerin turistik olarak çok beğendiği bir yer. Havalimanı Tanrı Dağları’nın eteklerinde. Almata aslında yani elmanın atası. Elmanın ilk çıktığı yer. Bizim ata topraklarımız. Onun dışında Afrika’da arayışlarımız sürüyor. Biz sadece havalimanı alıp işletmek değil, yan şirketlerimizde dünyanın her yerinde hizmet veriyoruz. Mesela IT teknoloji şirketimiz 30 tane havalimanında hizmet veriyor. İşletme yani Lounge şirketimiz Washington’da ikinciyi aldılar. Ve dünyanın en büyük bankalarından biriyle ABD’de büyük bir operasyona kalkacaklar. JFK’de iki tane Lounge aldılar. New York, Kenya, Ruanda’yı işletiyorlar. Yer hizmetleri şirketimiz bir sürü havalimanında var bizim dışımızda. Biz şu an da 15 tane havalimanını yönetiyoruz. Bunun dışında yan şirketlerimizle 101 tane havalimanında varız. Mesela Ağrı’da Havaş var, Washington’da da TAV İşletme Hizmetleri var. Noirobi’de TAV İşletme Hizmetleri var, Batman’da Havaş var. Baktığınızda büyük bir coğrafya.
Koronavirüs başlangıcından bu yana ne değişti?
O dönemde düşündüklerimiz ve planladıklarımız hemen hemen paralel gidiyor. Bir tek şey var! Ben sars, kuş gribi gibi hastalıklarda olduğu gibi yolcunun V şeklinde büyüyeceğini tahmin etmiştim. Bu olmadı… Bu hakikaten çok değişik bir pandemi. Bu pandemide şunu gördük. Yolcu tekrar uçuyor. Biz önce şunu bekliyorduk. İlk olarak yolcu uçacak mı? İkincisi, yolcu alışveriş edecek mi? Üçüncüsü Yolcu yiyecek-içecek alanlarını, özel yolcu salonlarını kullanacak mı? Baktık bunun hepsi olumlu gidiyor. Yolcu uçuyor, Duty Free’den alışverişini yapıyor ve yiyecek-içecekle yolcu salonlarını kullanıyor. Ama yolcu sayısı halen az. Yolcu sayısının artması gerekiyor. Bizde özellikle dış hat yolcusu çok önemli. Çünkü onun tarifesi yüksek olduğu için bizler dış hat yolcularından para kazanıyoruz. İç hat yolcularının da başımızın üstünde yeri var ama finansal olarak bizim iç hat yolcularında gelirimiz yok. İç hat başladı onlara da gerekli hizmetimizi veriyoruz ama dış hat için başka ülkelere bağımlıyız. O ülkelerin de kapılarını açması lazım ki bizim uçaklarımız gidebilsin, onların uçakları gelebilsin.
Havacılık sektöründe alınan tedbirler?
Pandeminin başladığı günlerde Turizm Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı’ndan bir grup kuruldu. Biz de bu grubun içine dahil olduk. Zaten bu tip kriz dönemlerinde eleştiriyi kenara bırakıp, çözümün parçası olmak lazım. Biz çözümün parçası olduk. Bundan dolayı da Bakanlıklarımıza teşekkür ediyoruz. Burada herkesle online yöntemlerle toplantılar yaptık ve tartıştık. Önce Turizm Bakanlığı bir sertifika getirdi. Bu çok akıllı bir hareketti yani koronaya karşı her türlü tedbirini almış firmaların kullanacağı bir sertifika. İşte otellerde uygulanıyor, restoranlarda uygulanıyor. Bu çok başarılı oldu. Yurt dışında bunu çok desteklediler. İkincisi Ulaştırma Bakanlığı da DHMİ ve SHGM ile birlikte bir pandemi sertifikasyonu koydu. Onlar tarafından da havalimanlarımız denetlendi. Ve o sertifikayı da aldık. Şimdi bu sertifikaların önemi şu. Bu bir sembol değil! Bu sertifikaları alabilmek için verilen bir takım kurallar var. Bu kurallarda Avrupa’nın, IATA’nın, EASA’nın kuralları ve biz bunu bir çok ülkeden önce yaptık. Çok akıllı bir hareketti. Bu hareketle birlikte havalimanlarına aldık, Turizm Bakanlığı otellere aldı. Böylece yurt dışında önemli bir hava oluştu.
“Havalimanlarındaki kuyrukları çok iyi yönetmek gerekiyor”
Havacılık uluslararası bir iş olduğu için yabancı ülkelerin uyguladığı kurallarla sizin uyguladığınız kuralların farklı olması beklenemez. Aynı olması lazım ki mütekabiliyet kuralları var biz de onlara göre yaptık. Bu sosyal mesafe veya fiziksel mesafe dediğimiz çok önem kazandı. Havalimanının en önemli özelliği kuyruklar. Güvenlikte kuyruk var, check-in kuyrukları var, pasaportta kuyruk var. Bu kuyrukları çok iyi yönetmek gerekiyor. Bunu yönetebilmeyi becerdik. IT teknolojilerinin pratik uygulamalarından çok faydalandık. Ondan sonra maske zorunluluğu geldiği çok önemli. Aynı şekilde Türk Hava Yolları çok önemli tedbirler aldı. Uçak üreticileri de bu HEPA filtreyi olmayan uçaklara taktılar. HEPA filtre uçak içinde havayı ameliyathane kalitesinde filtre edebiliyor. Airbus’ın yayınladığı bir anlatımda okudum; Covid-19 mikroplarını bu HEPA filtreler çok rahat tutabiliyor. Bunlar aşıldı bütün tedbirleri aldık. Bu güne kadar da bir sorun çıkmadı.
“Yolculara havalimanına girmeden Covid-19 testi yaptırıyoruz”
Bu arada o görüşmelerimizde Sağlık Bakanlığı giden yolcuya veya gelen yolcuya test yapmamız üzerine bir sürü tartışmalar oldu. Bütün heyet giden yolcuda karar kılındı. Mesela Antalya Havalimanı bizim işletmemizde. Antalya’da Covid-19 testi yapılıyor havalimanına girmeden. Pozitif çıkınca havalimanına girmesini istemiyoruz. Havalimanının dışında bu testi yapıyoruz. 4 bin 500 Antalya’nın kapasitesi var ve oteller de yapıyor numune almayı hastaneler de yapıyor. Bu 4 bin 500 kapasitenin 500’ü havalimanında yapılıyor. Bir gün önce geliyor sonra gidip 48 saat içinde almış olduğu belgeyle gittiği yerde rahatlıkla giriş yapabiliyor. Bu da çok iyi bir uygulama oldu. Yani havalimanlarında giden yolcuya test yapılması, sosyal mesafe ve maske kullanımı ciddi şekilde yapıldı. Türkiye’nin Bakanlıklar düzeyinde bu işin ciddiye almış olduğunun Avrupa’da gösterilmesi bizim açımızdan çok iyi oldu.
“Yolcu uçuyor, uçmaya devam edecek”
Antalya’da yolcu sayısı ocak ayından bu yana 5 milyon 800 bin civarında gelen-giden iç+dış hat yolcusu var. 2 milyon turist geldi Antalya’ya. Onun dışında Bodrum 1 milyona yakın yolcusu oldu. İzmir’in 3 milyon 800 bin civarında, Ankara’nın yine 3 milyon 800 bin civarında. Biz Türkiye’nin dışında da havalimanı yönetiyoruz. Mesela Makedonya tam açılamadı Avrupa’ya. Gürcistan kapılarını açmadı. Tunus’ta gelen giden yok. Öyle bir sıkıntı var. Yani havalimanlarımızdaki yolcu sayısı azlığı devam ediyor. Ama şu da var Antalya, İzmir ve Bodrum gibi Medine’de de 2 milyon yolcu var. Ve Medine tam açmadı uçuş trafiğini. Kesinlikle gelecek ümitli. Yolcu uçuyor, yolcu uçmaya devam edecek. Eski alışkanlıklarına dönecek. Ama biz de yeni bir iş modeliyle özellikle sağlık açısından yeni bir iş modeliyle karşılarındayız.
Bana soruyorlar; “Havalimanı olarak bunları bu kadar çabuk nasıl yapabildiniz?” Şimdi havalimanı olarak havalimanı işletmecisi, uçak işletmecileri havayolları bizler kurallar bütünüyle hareket ederiz. Çok kuralcıyızdır. Havacılığın net kuralları vardır. O net kurallara uymak zorundasınız. Yani nasıl terörü önleyici her tedbiri alıyorsunuz yolcu güvenliği, uçak güvenliği ile ilgili aynı şekilde yolcu sağlığıyla da ilgili güvenliği almada çok hızlı davrandık. Bütün havalimanı işletmecileri, terminal işletmecileri Türkiye’de olsun dünyada olsun bayağı hızlı davrandılar.
“Dünyada 400 milyar dolar bi kayıp olacak”
Airport Council International’a (ACI) bin 690 tane havalimanı üye. Oradan gelen bilgilerin hepsini okuyoruz. Bu sene 3.6 milyar yolcu kaybı var. Bu da yüzde 50’ye gelecek. Yıl sonuna doğru hızlanacağını düşünüyoruz yolcuların artışının. Havalimanlarının sadece 96 milyar dolar bir kaybı oluyor. Orada ölçülen rakamlarda havayolları hariç. Dünyada 400 milyar dolar bir kayıp olacak. Bu da bir seyahat zincirinde her şeyi etkiliyor. Restoranları, otelleri, havalimanı işletmecilerini, havayollarını etkiliyor. Bu sağlık krizinin en fazla vurduğu sektör havalimanı işletmeciliği ve havayolları. Şu an da 17 bin uçak yerde yatıyor. Ciddi şekilde bunlar park yeri sorunu yaşıyor. Bazı havayolları uçaklarını Kaliforniya’daki Mojave Çölü’ne götürüyorlar çünkü nem yok hava kuru. Avustralya’dan A380’leri Qantas oraya yolladı. Çok farklı bir kriz oldu. Güvenlik her zaman en önemli önceliğimiz ama sağlıkta aynı şekilde onun yanına oturdu. Dünyada da durum farklı değil.
“Tüm bakanlıklar arasında koordinasyon oldu”
Türkiye bu krizde gerçekten çok hızlı davrandı. Ulaştırma Bakanlığı, DHMİ veya SHGM konma-konaklamada faturaları kestirdi ama almıyorum dedi. Ticari gelirlerini, kiralarını 31 Ocak 2021’e erteledi. Slotları çok iyi yönetti. Slotlarda tarihi haklar var. SHGM ikili anlaşmaları çok iyi yönetti. Ülkelerin kapılarını açmasına bizim ülkemizin ne kadar sağlıklı olduğuna Dışişleri Bakanlığı yardımıyla anlattı. Tüm Bakanlıklar arasında koordinasyon oldu. Avrupa havayollarına Lufthansa’ya 9 milyar Euro, KLM’e 8 milyar Euro destekler yaptılar. Havalimanlarına yapılan desteklerin başında hepsi imtiyaz yani süre uzatımı veriyorlar. Kira ertelemesi veriyorlar yani bizim Türkiye’de talep ettiğimizde bu oldu. Mevcut havalimanlarımızda süre uzatımı almak ve kiralarımızın ertelenmesi. Önce istediğimiz o çünkü gelir yok. Bunlar zaten bizim DHMİ’yle veya yurt dışındaki idarelerle yaptığımız olduğumuz sözleşmelerinde post major kurallarının 1. Maddesi olarak pandemi yer alır. Dünya çapında bir salgın, ekonomik kriz, deprem, yangın gibi şeyler post majördür ve süreye eklenir. Bunları talep ettik. Ulaştırma Bakanlığı, DHMİ, Hazine ve Maliye Bakanlığı hep birlikte bu çalışmaları yapıyorlar. Bir iki hafta içinde oturacağız Türkiye’deki havalimanları için ne karar aldıklarını duyacağız ama şu an geçici dönemde en önemli yardım kısa çalışma ödeneği oldu. Şirketimizin yüzde 80’i hala evden çalışıyor. İnşallah piyasa açılana kadar kısa çalışma ödeneği devam eder. Herkes elinden geleni yaptı ben böyle görüyorum. Biz de elimizden geleni yaptık. Ama biz de eleştirilebiliriz. Kriz dönemlerinde çözümün parçası olmak her zaman çok çok önemlidir. Biz de çözümün parçası olmak için çok çabalıyoruz.
“İş seyahatleri çok azaldı”
İş seyahatleri çok azaldı. Çünkü insanlar toplantılarını internet ortamında yapmaya başladı. Bu hep böyle mi sürer? Hayır! Çünkü insanların birbirini görmesi lazım, dokunması lazım onun için de seyahat etmesi lazım. Yakın bir sürede iş seyahatlerinin artacağına inanmıyorum. Zaten yapamıyorsunuz çünkü kapalı. Mesela biz Kazakistan Havalimanı’nı aldık ve kapalı olduğu için ben oraya gidemiyorum. Mesela Dubai’de işlerimiz var oraya gidemiyoruz. Ama turistik seyahatlerde şunu gördük. Azalma var ama devam ettiler. Antalya’da bunu gördük. Bodrum ve İzmir gibi turistik yerlerin çalıştığını gördük. Ankara başkent olduğu için iş seyahatlerinin daha fazla olduğu bir yerdir. Oralarda düşmeleri gördük. Dünyaya baktığımızda Medine farklı bir yer bu sene hac ve umre olmadı ama 1 Ocak itibarıyla açıyorlar. Tunus mesela Avrupa turizmi ama gelmediler. Her yerin yolcu profili değişik. O yolcu profiline göre onların davranışlarına göre yönetmeye çalışıyoruz. İki gelirimiz var; havacılık gelirleri ve ticari gelirler. Bu sektörü anca böyle bir kriz sekteye uğratırdı. O da bizi buldu. Ama gelecek seneden itibaren toparlanma başlayacaktır.
“Şirketimizde 298 tane bilgisiyar mühendisi çalışıyor”
Günün şartlarına uyum sağlamak lazım. Temassız biniş kartı alınması, onlara QR kodu verilmesi, pasaportu temassız bir şekilde uzaktan gösterip geçebilmeniz gibi çalışmalar hep yapılıyor zaten. Mesela ısı haritası kameraları koydular yoğunlukları tespit ediyorlar ona göre anında o haritaya bakarak kuyruk yönetimini kalabalık yönetimini yapıyorlar. Bilgi teknolojilerini en pratik şekilde destekliyorlar. Bizim şirketimizde 298 tane bilgisayar mühendisi çalışıyor. Bunların hepsini terminallerde sağlıyoruz. Açık havalimanı işi daha ziyade düşük maliyetli havayollarına ait. Bizim her gittiğimiz seminerde; “ Biz lüks terminal istemiyoruz, bize bir çadır kurun önüne de pist verin yeter” diyorlar. Onların biraz maliyet düşürücü şeyleri var. Biz de klima sistemiyle bu havalandırma işini iyi yapmaya çalışıyoruz. Büyük terminallerin için milyon metreküp hava var, onları çok kısa sürede değiştirmeye çabalıyoruz. Yani teknolojinin getirdiği her şeyi kullanıyoruz.
“Bodrum’a gelen özel uçakta 7 kişi korona pozitif çıktı”
Geçen gün Bodrum’a bir özel uçak geldi. Nereden geldiğini söylemeyeyim ayıp olur. Uçaktan 7 kişi indi, 7 kişide de Covdi-19 pozitif çıktı. Koca 300 kişilik uçak geliyor bir kişide bile çıkmıyor. Biz gerekeni yapacağız ama insanlarında kendisini koruması gerekiyor. Refakatçileri sokmamaya çalışıyoruz. Maskesiz olanı almıyoruz. Kurallarımız çok net. Uçaklarla da iç hat uçmaya başladım. İlk dış hat seyahatimde de Makedonya’ya gittim. Uçaklarda yolcu her türlü kurala uyuyor. THY de çok güzel tedbirler almış. Uçak seyahatleriyle ilgili herkese güvende olduklarını söyleyebilirim. Bir bilim kurulu üyesiyle bir gün karşılıklı bilgi alışverişinde bulunduk. O bana; “Virüsü dünyaya uçaklar yaydı” dedi. Bende ona; “ Yok o uçakların içindeki virüslü yolcular yaydı” dedim. Şu ana kadar Türkiye’de bayağı uçuş oldu kötü bir vakaya rastlanmadı.
“Yolcuların yüzde 50’si Rus”
Ağustos ve eylül yolcularının yüzde 50’si Rus. Ondan sonra Ukrayna sonra Almanya geliyor. Ancak Almanlar biraz azaldı bizde testi negatif çıksa bile dönüşte 5 gün karantina kuralı koyuyor. Ruslar ve Ukraynalılar çok iyi gidiyorlar. Eylül ayında da yine yüzde 50’si Rus olduğu gözüküyor. Ekim’de de devam edecek. Bir de sezon uzadı. Tur operatörlerinde aldığımız bilgilere göre sezon kasım ayında da devam edecek. Bodrum’da da kimse Ankara’ya ve İstanbul’a dönmemeye çalışıyor.
Pandemi döneminde yeni fırsatla buldunuz mu?
Fırsat olarak bazı havalimanları satılıyor. Dünyada ciddi bir satış furyası var. Bizim de bilançomuz güçlü. Günlük işte dijitelizasyonu çok iyi artırdık. Maliyetleri düşürdük. İnorganik büyümede de bir sürü fırsat geliyor elimize. O fırsatlara baktığınızda bir satın alma olabilir mi? Almatı bir fırsattır. Covid-19 öncesi başlamıştık ama devam ettik. Pandemi olmasın, fırsatta olmasın. Bizler kişisel başarı peşinde koşmuyoruz. Kişisel başarı önemli değildir. Toplumsal başarı önemlidir. Ülkemizi seviyoruz.