Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Dağlık Karabağ sorununun çözüm sürecini yürüten AGİT Minsk Grubu’nu “Azerbaycan’ı kandırmakla” suçladı, bazı devletlerin Ermenistan’a silah göndermesine sessiz kalmayacaklarını söyledi.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı Komuta Merkezi’nde Cumhurbaşkanı Aliyev’in başkanlığında, cephe hattında yer alan birliklerin komutanlarının da katılımıyla toplantı düzenlendi.
Aliyev, toplantıda yaptığı konuşmada, işgalden kurtarılan yerleşim birimlerinin harabe durumda olduğunu, tüm ev ve binaların, tarihi ve dini yapıların düşman tarafından tahrip edildiğini kaydetti.
“İşgal altındaki topraklar ve harabeler, Ermeni vandalizminin yaşayan tanıklarıdır” diyen Aliyev, bu suçların müsebbibi olarak Ermenistan devletinin sorumlu tutulacağını vurguladı.
Aliyev, Ermenistan’ın işgal altında tuttuğu topraklardan kendi isteğiyle ayrılmayı düşünmediğini bu günlerde bir kez daha gördüklerini belirterek, “Ermenistan’ın bu 30 yıl boyunca sadece zaman kazanmak ve statükoyu sürdürmek istediğini bir kez daha gördük. Ne yazık ki uluslararası arabulucular, işgalci devlete gerekli baskıyı yapamadılar veya yapmak istemediler. Aksi takdirde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 4 kararı kağıt üzerinde kalmazdı.” dedi.
Ermenistan’ın Gence’ye iki kez balistik füzelerle saldırdığını, sivillerin yaşamını yitirdiğini, Terter, Ağdam ve cephe hattına yakın diğer yerleşim birimlerine binlerce mermi atıldığını hatırlatan Aliyev, şunları kaydetti: “Ancak uluslararası toplum sessizliğini koruyor, arabulucular da sessiz kalıyor. Şimdi tek istedikleri Ermenistan’ı bu durumdan kurtarmak. Bunun ise tek yolu var. Ermenistan, topraklarımızdan gönüllü olarak çekilmeli, defolup gitmelidir. Uluslararası hukuk bunu gerektiriyor. Fakat onlara baskı yapılmıyor, aksine bize baskı yapma girişimleri var. Tabii ki kimse bizim irademizi etkileyemez. Askerlerimiz ve vatandaşlarımız bilsin ki hem cephede hem de siyasi arenada çok ciddi bir mücadele yürütülüyor. Savaş alanında kan döküyoruz, kahramanların canı pahasına topraklarımızı işgalcilerden kurtarıyoruz, aynı zamanda siyasi arenada da direniyoruz, tutumumuzu cesaretle savunuyoruz.”
Aliyev, Ermenistan’ın isteği, büyük devletlerin de önerisiyle iki kez ateşkes ilan edildiğini ve bu ateşkeslerin Ermenistan tarafından ihlal edildiğini hatırlatarak, “İlk ateşkesin üzerinden 24 saat geçmemiş Gence’yi bombaladılar. Bu durumda elbette Azerbaycan onlara gereken yanıtı verdi ve verecektir. Azerbaycan düşmanı bundan sonra da kovacaktır, sonuna kadar kovacaktır.” ifadesini kullandı.
“Azerbaycan halkının sabrı tükendi”
Operasyonların durması için şartlarını da belirten Aliyev, şu değerlendirmelere yer verdi: “Ermenistan’ı himaye eden ülkeler, topraklarımızın 30 yıldır işgal altında kalması için onlara olanak sağlayan devletler ateşkes istiyorsa Ermenistan’a baskı yapsınlar. Ermenistan Başbakanı, Ermenistan’ın işgal altındaki topraklardan çekileceğini ilan etmelidir. Böyle bir açıklama duymadık. Aksine, halkların kendi mukadderatını tayinden bahsediyor. O aslında müzakere sürecini yok etti. Kayıtsız şartsız ateşkes olmaz. 30 yıl daha bizi kandıracaklar, heyetler 30 yıl daha buraya gelecek, görüşmeler yapılacak. Gına geldi artık, Azerbaycan halkının sabrı tükendi. 28 yıl önce Minsk Grubu kuruldu, 28 yıldır bizi kandırıyorlar, 28 yıldır bize vaatler veriyorlar, ‘Bekleyin.’ diyorlar, ‘Ermenistan’a baskı yapacağız.’ diyorlar. Hepsi yalandı”
Aliyev, Ermenistan’a her gün modern silahlar gönderildiğini, bu silahların ne zaman, nereden geldiği konusunda tüm bilgilere sahip olduklarını söyledi.
Silahların çoğunun Ermenistan’a bedava gönderildiğini dile getiren Aliyev, “6 adet S-300 füze sistemini imha ettik. Bunların fiyatı belli. Nereden geliyor bu silahlar? Tor, osa uçaksavar sistemlerini, uçaklarını imha ettik. Toçka-U, scud füzeleri nereden geliyor? Ücretsiz verildi ve veriliyor. Buna sessiz kalamayız. Herkes bunu bilsin. Tek başına savaşıyoruz, tek başına” dedi.
Aliyev, 1990’lı yıllarda toprakların birkaç yıl içerisinde kaybedildiğini hatırlatarak konuşmasını şöyle tamamladı: “Şimdi ise henüz bir ay olmadı artık Fuzuli, Hadrut, Cebrail, Zengilan, Kelbecer ve Gubadlı illerinin bir kısmı işgalden kurtarıldı. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü yeniden sağlayacağına eminim. Kendi toprağımızda savaşıyoruz. Adalet bizim tarafımızda, uluslararası hukuk bizim tarafımızda, tarihi adalet bizim tarafımızda. Toprak bütünlüğümüzü yeniden temin etmeli, işgalcileri topraklarımızdan kovmalı ve ülkemizin egemenliğini sağlamalıyız. Bunu başaracağımıza eminim.”