Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi, Dünya Anayasa Adaleti Konferansı, Avrupa Anayasa Mahkemeleri Konferansı, Asya Anayasa Mahkemeleri ve Eşdeğer Kurumlar Birliği çerçevesinde dünyanın tüm Anayasa Mahkemelerine bir açıklama yaptı.
Açıklamada, Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik askeri provokasyonlarının son zamanlarda düzenli hale geldiği belirtildi. Bu provokasyonlar neticesinde Dağlık Karabağ bölgesinden uzaktaki Azerbaycan şehirlerine yapılan ağır top atışlarının hem askeri hem de sivil halk arasında can kaybına neden olduğu kaydedildi. Bu eylemler, 1988’de başlayan saldırgan Ermenistan hükümetinin Azerbaycan topraklarını işgal etmeyi amaçlayan ve Azerbaycanlıların etnik temizliği ile birlikte yürüttüğü politikanın devamı niteliğindedir. Açıklamada ayrıca, Dağlık Karabağ bölgesinin ve onun çevresindeki yedi bölgenin Ermeni ordusu tarafından işgal edilmesinin birçok kasaba ve köyün tamamen yok edilmesinin yanı sıra yerel halkın etnik temizliği ile sonuçlandığı belirtildi. Ermeni saldırganlığı sonucunda yaklaşık bir milyon Azerbaycanlının zorla evlerinden çıkarıldığı kaydedildi. Hocalı’da işlenen ve sadece Azerbaycan halkına değil, tüm insanlığa yönelik korkunç suç neticesinde 613 sivil Azerbaycanlı, milliyetleri nedeniyle vahşice öldürüldü. Bunlardan 63’ü çocuk, 106’sı kadın, 70’i yaşlıydı. Ayrıca 1.275 kişi de rehin alındı. Bunlardan 68’i kadın 26’sı çocuktu, 150 kişinin akıbeti hala bilinmiyor.
BM, Avrupa Konseyi, AGİT, Avrupa Birliği ve diğer uluslararası kuruluşlar tarafından alınan kararların Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’ın ayrılmaz bir parçası olduğunu açıkça teyit ettiği Anayasa Mahkemelerinin dikkatine sunuldu. 1993 yılında BM Güvenlik Konseyi, Ermeni askerlerinin işgal altındaki Azerbaycan topraklarından derhal çekilmesine ilişkin dört karar (882, 853, 874, 884) kabul etti. Ancak bu kararlar henüz Ermenistan tarafından uygulanmadı.
Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Chiragov ve diğerlerinin 16 Haziran 2015 tarihli Ermenistan aleyhindeki kararında, Strazburg Mahkemesi, Dağlık Karabağ’daki yargılamanın Ermenistan’ın kontrolü altında yürütüldüğünü kaydetmiştir.
Açıklamada ayrıca 27 Eylül’den bu yana Ermeni silahlı kuvvetlerinin Azerbaycan’ın askeri mevzileri ve yerleşim yerlerine ağır toplar da dahil olmak üzere çeşitli silahlar kullanarak ateş ettiği belirtildi. Ermenistan hükümetinin AGİT Minsk Grubu içinde yapıcı görüşmeler yapmayı tamamen reddetmesi göz önüne alındığında, Azerbaycan hükümeti ülkenin toprak bütünlüğünü uluslararası kabul görmüş sınırlar içinde yeniden tesis etmek ve vatandaşlarının güvenliğini, barışını ve istikrarını sağlamak için uluslararası hukuka dayalı olarak Ermeni silahlı kuvvetlerine karşı askeri bir operasyon başlatmak zorunda kaldı.
Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin askeri operasyonlarının sivillere ve sivil altyapıya yönelik olmadığı özellikle kaydedildi. Operasyonlar, uluslararası insancıl hukuk ilkelerine ve Cenevre Sözleşmesinden doğan yükümlülüklere uygun olarak yürütülür.
Açıklamanın sonunda, Azerbaycan hükümetinin meşru ve zorunlu eylemlerinin devletin işgal altındaki topraklardaki yargı yetkisinin geri getirilmesi, insanların terk etmeye zorlandıkları evlerine geri dönüşü ve uluslararası hukukun tesisi ile sonuçlanacağına güvenle dikkat çekildi