Dr. Öğretim Üyesi Serdar YILMAZ
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü
16 Aralık 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan eden Kazakistan, kısa sürede göstermiş olduğu çok yönlü diplomasi ve liberal başarıları sayesinde her ülkenin takdirini kazanan ve kendi değerlerini yüzünü batıya dönerek koruyan ve geliştiren bir tercihte bulunmuştur. Bozkırın hırçın ve aceleci mantığı, Batının rasyonel ve kılı kırk yaran mantığı ile önceleri çatışsa da zamanla ortak bir tercihte birleşmiştir. Nitekim ülkenin yeni başkenti Astana, Kazakistan’ın modern, zengin ve güçlü bir ülke olma tercihinin en büyük yansıması olmuştur. Bu yeniden yapılanma sürecinde tarih kitapları kaç cilt yazarsa yazsın, ne kadar araştırılıp farklı kaynaklardan okumalar yapılsa da gidip görmeden, dokunmadan ve havasını içinize çekmeden tam olarak hissedemeyeceğiniz şehirler vardır. İşte, o şehirlerden biri de Kazakistan’ın başkenti Astana’dır.
Orta Asya’nın parlayan yıldızı Kazakistan’ın başkenti ve en büyük ikinci şehri olan Astana (önceki ismi Akmola), Kazak dilinde de başkent anlamına gelmektedir. Mimarisi, kültürel ve sosyal yaşamı ile Batı’nın birçok değerini Avrasya’nın kalbinde kimileri için Uzakdoğu olan bu coğrafyada tanıtma çabasında olan bir şehirdir. Doğu’nun Batı’sı ve Avrasya’nın kutup yıldızıdır. Kazakistan Cumhuriyeti Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in 20 Ekim 1997 tarihli kararı ile 10 Aralık 1997 tarihinde Kazakistan Cumhuriyeti’nin başkenti ilan edilmiştir.[1] Ülkenin önceki başkenti Almatı’dır. Kazakistan’ın yeni başkentinin uluslararası arenadaki tanıtımı ise uluslararası arenadan yoğun bir katılımla 10 Haziran 1998 tarihinde yapılmıştır.[2] Dolayısıyla hâlihazırda Astana’nın başkent oluşunun 20. yılı kutlanmaktadır.
1830’lu yıllarda Çarlık Rusya döneminde Akmolinsk (Akmola) adıyla kurulan bu şehir, Esil nehrinin yakasına kurulan askeri bir karakolun zamanla gelişip bir kasabaya dönüşmesiyle oluşmuştur. Sovyet döneminde ise barındırdığı geniş arazi ve elverişli ekin alanlarıyla “Bakir Topraklar Şehri” anlamına gelen Tselinograd adı verilmiş ve Sovyetler’in buğday ambarına dönüşmüştür. Verimli araziyi sürmek ve daha yoğun bir rekolte elde edebilmek için hem Ruslar hem de Rusların elindeki esir Volga Almanları bu şehre yerleştirilmiştir.[3]
710,2 km2 yüzölçümüne ve 2015 yılı itibariyle 853,000 kişiye tekabül eden nüfusu ile Astana[4], barındırdığı potansiyeli, yatırım imkânları, yabancı yatırımcılara sağladığı lojistik ve hukuki desteği ile Orta Asya’nın uluslararası ticaret ve lojistik merkezine dönmektedir. Bugün Kazakistan’da önemli bir ekonomik güce sahip olan Turkuaz Grubu’nun Başkanı Zeki Pilge, Astana’nın başkent oluş hikayesini şöyle anlatmaktadır: “Başkan bize Astana’yı gösterdiğinde ve ‘yeni başkent burası olacak’ dediğinde gözlerimize inanmamıştık. Gösterdiği yer step ve bataklıktı. Etraftaki tek yerleşim küçük Akmola şehriydi. Ancak projeler ortaya çıktıkça ve tek tek bunlar gerçekleştikçe, büyük başkent projesinin hayata geçtiğini gördük. Bugün artık EXPO 2017’ye ev sahipliği yapacak, 700 bin kişilik büyük bir şehirden bahsediyoruz ve tüm bunlar sadece 10 yılda oldu’’ diyerek Orta Asya bozkırlarında yaratılan modern şehrin şifrelerini ortaya koymuştur.[5]
Özellikle EXPO 2017’nin Astana’da yapılmış olması da hem şehrin yatırım ve gelişme kapasitesini hem de uluslararası tanıtımını arttırmıştır. Her yıl sayısız festivale, uluslararası konferanslara, fuarlara ve çeşitli yarışmalara ev sahipliği yapan Astana, 1999 yılında UNESCO tarafından “Dünya Barış Şehri” ilan edilmesinin yanı sıra 2012 yılında “Türk Dünyasının Başkenti” unvanını kazanmış bir şehirdir. Astana, sonradan yapıldığı belli olan, yolların geniş, trafik probleminin olmadığı bir şehirdir. Modern binaları görünce ciddi anlamda yatırım yapıldığı hemen anlaşılıyor. Bu şehir büyük bir bozkırın ortasına kurulmuş, Sovyet mimarisinin izlerini taşımakla beraber birçok Avrupa ve gelişmiş Asya ülkesinde görülen mimari yapılara da yer vermektedir.
Karasal bir iklim yaşadığından yazları 17 ile 25 derece arasında olan hava sıcaklığı kış aylarında -50 dereceye düşebilmektedir. Nitekim oradaki Kazak dostlarımdan kış ayı ve soğuk hava ile ilgili eskiye dair birçok hikâye işitmiştim. Örneğin kış aylarında yağan karın soğukla birlikte buza döndüğünü, sokaklarda gerekmedikçe kimsenin dolaşmadığını ve hatta önceki yıllarda ana caddelerde kaldırımların yanında büyük halatlar olduğunu ve insanların kışın ortasında kaybolmamak ve yönlerini bulabilmek için bu halatları tutarak ilerlediklerini duymuştum. Yani o anda böyle bir şehrin bu şartlar altında kendi karakterini zaman içerisinde oturtabileceğini düşünmüştüm. Astana’nın insanı içine alan, kendine hayran bırakan ve uzaklara götüren bir tarafının olduğu gibi insanların kazandıklarını boş binalarda tükettiklerini düşündürten rahatsız edici bir başka tarafı olduğunu da gördüm. Sonuç olarak bu şehir Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in yoktan var ettiği, sıfırdan kendi başına planladığı, yapım sürecinin her aşamasını takip ettiği ve Kazakistan’ın dünyadaki imajını yükselteceğine inanılan bir şehirdir. Nazarbayev, 1994 yılında ülkenin başkentinin Almatı’dan Astana’ya taşınması kararını alan, şehri baştan aşağıya ünlü mimarlar ile tasarlayan, yapım sürecinin her aşamasını yakından takip eden ve Astana’yı Kazakistan’ın dünyaya açılan modern yüzü yapmaya kararlı, sabırlı ve vizyoner bir liderdir. Kazakistan, Nazarbayev’in önderliğinde modern bir hayatı kendi öz geleneklerini yaşatarak yaşayan, farklı dinlere ve etnik gruplara mensup insanların ülkede barış içinde yaşadığı bir ülke haline gelmiştir.[6]
Önemli Bilgiler
Astana’ya gitmeyi düşünürseniz, yaz aylarını tercih etmelisiniz. Şehirde otel sayısı yeterli olduğundan kalacak yer sorunu yaşamazsınız. Önceki başkent Almatı’ya göre Astana daha pahalı bir şehirdir. Her iki şehirde de resmi taksi bulmanız zordur. Bundan dolayı yolda beklerken elinizi işaret edip sizin için yanınızda duran arabalarla pazarlık yapıp gideceğiniz noktaya gidebilirsiniz. Otostopun ücretli versiyonu olan bu taşıma sistemi çok güvenli olduğundan herhangi bir kaygı taşımanıza gerek yoktur. Önceki dönemlere göre oldukça güvenli bir şehirdir. Zira gece sokaklarda dolaştığınızda şehrin güvenli olduğunu hissedersiniz. Ülkenin para biri Tenge’dir. 1 Dolar 2018 Temmuz ayı itibariyle 343 Tenge, 1 Lira ise 72 Tenge’dir. Şehir içi ulaşım çok ucuzdur (otobüs 80 Tenge). Geleneksel bir restorana gidip Samsa, Beşparmak, Şaşlık, Pilav, Kımız (at sütü) ve Şubat’ın (deve sütü) tadına muhakkak bakmalısınız. Bayterek, Han Çadırı, Esil Nehri, Atatürk Anıtı, Atameken, Barış Piramidi, Hazreti Sultan Cami, Milli Opera ve Bale Tiyatrosu, Bölgesel Etnografi ve Tarih Müzesi, Kazak Müzik ve Drama Tiyatrosu, Rus Drama Tiyatrosu, Cumhurbaşkanı Kültür Merkezi Müzesi, “Duman” adlı eğlence merkezi ve Bağımsızlık Sarayı Astana’nın görülmesi gereken yerlerindendir.
Kazakistan Türk vatandaşlarına vize uygulamıyor. Ülkeye birçok destinasyondan direkt uçuşlar yapılmaktadır. Tıpkı ülkemizin gurur kaynağı olan Türk Hava Yoları gibi Kazaklarında gurur duydukları AirAstana adında büyük bir hava yolu markası bulunmaktadır ve hem THY hem de AirAstana karşılıklı olan mevcut sefer sayılarını arttırmıştır. En büyük eleştiri noktası ise her iki firmanın da bilet fiyatlarının çok yüksek olmasıdır (gidiş-dönüş ortalama 1.500-2.500 TL arası). Bu şartlar altında özellikle Türk vatandaşlarından vize istenmemesine rağmen Astana’ya iş dışında turistik amaçla gidenlerin sayısı son derece düşük kalmaktadır.
[1] Serdar Yılmaz, Orta Asya’nın Göz Alıcı Şehri Astana, Şehir ve Toplum Dergisi, Sayı: 4, Nisan 2016, ss. 113-122.
[2] Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği, Astana, www.kazakhstan.org.tr/index.asp?sayfa=46 (23.06.2018).
[3] Yoktan Var edilen Başkent Astana, Diplomat Atlas, 2011, http://www.diplomat.com.tr/atlas/sayilar/sayi14/sayfalar.asp?link=s14-6.htm (24.06.2018).
[4] Kazakhstan Rispublikası Prezidentinin Resmi Saytı, Astana (Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Resmi Internet Sitesi, Astana), http://www.akorda.kz/kz/republic_of_kazakhstan/astana (23.06.2018).
[5] Vedat Atasoy, Bataklıktan mimari şova: Astana, Radikal, 11/08/2013.
[6] Serdar YILMAZ, “Kazakistan’ın Türkiye Politikası: İç Yapı, Söylem, Dış Politika ve Lider Etkeni”, Nobel Yayınları, Ankara, 2016.