2020 yılı, Azerbaycan tarihinde görkemli bir sayfa olarak yazılmıştır. Bilge Başkanımız, Silahlı Kuvvetler Başkomutanı İlham Aliyev önderliğinde icra edilen 44 gün süren savaş sonucunda Karabağ kurtarıldı, halkımızın vatan özlemi sona erdi. Cebrayil, Kubadlı, Zengilan, Füzuli, Ağdam, Kelbecer, Laçin bölgelerinde, Şuşa ve Hadrut’un yanı sıra yüzlerce köy ve yerleşimde 30 yıllık işgalden sonra Azerbaycan’ın üç renkli bayrağı gururla dalgalanmaya başladı. Topraklarımızın geri alınması ne kadar sevindirici ise o topraklarda gördüklerimiz bir o kadar da iç acıtıcıdır.
Düşmanın işgal edilen bölgelerde tahribata neden olduğu önceden bilinmesine rağmen, trajedinin bu kadar büyük olduğu hayal bile edilemiyordu. Şimdi bakıyoruz ve görüyoruz: Ermeni işgalciler tüm altyapıyı yok etmiş. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev 26 Şubat’ta yerel ve yabancı medya temsilcileri için düzenlediği bir basın toplantısında “Ukrayna-24” TV kanalının muhabirinin sorusuna cevaben, kurtarılmış topraklardaki durumu şu şekilde tanımladı: “Araba ile yüzlerce kilometre gidiyorsun ve sadece mahvolmuş köyleri görüyorsun. Hiçbir yerde sağlam kalan tek bir bina yok. Ağdam’da sağlam tek bir bina kalmamış. Sadece kısmen yıkılmış bir cami kalmış. Dahası Ermeniler orada bir yangın çıkardı ve orayı bir gözlem noktası olarak kullandı.
Füzuli’de sağlam tek bir bina yoktur. Hatta Bayrak dikecek yer bile yoktur… Cebrail’de de durum aynıdır. Zengilan ve Gubadlı’da birkaç ev kalmıştır. Onlarda da yasadışı olarak yerleşim söz konusudur.”
Düşmanın işlediği akıl almaz zulümler, ölçüsüz yıkımlar savaştan sonra belgelendi, fotoğraf makinasının hafızasına aktarıldı. Bu işte AZERTAC’ın film ekibi de yardımcı oldu.
Aylardır Ağdam, Füzuli, Cebrayil, Zengilan ve Hocavend ilçelerinde çekimler yapılıyor. Bir grup gazeteci, fotoğrafçı ve kameraman, mahalle mahalle, sokak sokak, ev ev gezerek Ermeni vahşetinin izlerini filme alarak yıkılan evlerin kayıtlarını tutuyorlar. Yeri gelmişken, bir kelime bir silah, gazeteci de bir asker olur diyebiliriz.
Bu prensibe dayanarak faaliyetini yürüten AZERTAC ekibi ikinci Karabağ savaşının ilk saatlerinden itibaren tüm teknik potansiyelini harekete geçirdi. Savaş operasyonlarının seyrini düzenli olarak aydınlatmak, çatışmalar hakkındaki gerçekleri, düşmanın işlediği savaş suçlarını dünya topluluğuna ulaştırmak için günün 24 saatini güçlü bir şekilde çalıştı.
İlk günden bölgeye gönderilen gazeteciler şanlı Azerbaycan Ordusunun kurtardığı bölgelerden fotoğraf-video raporları hazırladı ve dünyanın dört bir yanına dağıttı. Ön cepheye gönderilen çekim ekibi, Ermeni provokasyonlarını ateş altında yıkılmış evleri filme aldılar. Özellikle Ermeni silahlı kuvvetlerinin sivil halka kalleşçe yaptığı saldırıları, yerleşim yerlerine roket ateşi yapıldığını ispatlayan binlerce fotoğraf ve video, rapörtajlar ve belgeler hazırladılar. Doğrudan olay yerinde hazırlanan bu dökümanlar AZERTAC’ın web sayfasından yedi yabancı dilde tüm dünyaya yayınlanmıştır.
Savaşın bitiminden sonra çalışma alanını enkazın filme alınması yönüne çeviren AZERTAC’ın çekim ekibi, altı aydan fazla kurtarılmış bölgelerimizde çalışıyor. Amaç, tüm dağıntıların hepsini filme alarak düşmanın Azerbaycan halkına vurduğu hasarı tek tek belgelemektir. Azerbaycan devleti bu suçlardan dolayı Ermenistan’a uluslararası adalet mahkemesinde dava açmak niyetindedir. Şu anda toplanan belgeler reddedilemez kanıt olarak da kullanılabilir.
Film ekibimizin Füzuli, Zengilan ve Cebrayil ilçelerinden gönderdiği bazı fotoğrafları okurlarımızın dikkatine sunuyoruz. Gördüğünüz bu manzaraların aslında açıklamaya ihtiyacı yoktur. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in dediği gibi, sanki bu yerlerden vahşi bir kabile geçmiş…
Tek Bir Güvenli Binanın Kalmadığı Füzuli Şehri
Düşman tarafından yok edilen topraklarımızdan birisi de Füzuli şehridir. Cebrail, Hocavend, Ağcabedi, Beylağan bölgeleri ve Aras Nehri boyunca İran ile sınır olan Füzuli şehri, 1993 yılında Ermeni silahlı kuvvetleri tarafından işgal edildi. Şanlı Azerbaycan Ordusu, Füzuli şehrini 17 Ekim 2020’de ele geçirdi ve düşman eziyetinden kurtardı.
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev geçen yıl 16 Kasım’da Füzuli’yi ziyaret ettiği zaman yol boyunca gördüğü yürek acıtan manzaralardan bahsederken şunları söyledi: ” Biz Füzuli’ye döndük. Ama şimdi yol boyunca dağıtılmış köyleri ve Füzuli şehrini yıkılmış bir durumda görünce insanın kalbi ağrıyor. Vahşiler, bizim şehrimizi nasıl mahvetmişler? Yıkmışlar. Evleri yıkmışlar, tüm altyapıyı yok etmişler, tek bir güvenli bina yok. Bütün dünya, Ermeni vahşetinin ne anlama geldiğini görmelidir ve biz bunu tüm dünyaya göstereceğiz. Sadece Füzuli değil, Ağdam şehri de, diğer şehirler de aynı durumda. Sanki bu topraklardan vahşi bir kabile geçmiş.”