Kendisi de Yahudi olan, bununla birlikte İsrail’e desteğini açıkça ilan eden ve Hamas’ı terör örgütü olarak gören Zuckerberg’in bu görüşünü milyonlarca insana empoze etmek için sosyal medyanın gücünü kullanması kabul edilemez.
TRT World Araştırma Merkezinde Araştırmacı Murat Selvi, Meta’nın Filistin ile ilgili nasıl dezenformasyonlara neden olduğunu ve bunun önlenmesi için sosyal medya platformlarının nasıl davranması gerektiğini kaleme aldı.
Son zamanlarda Meta (eski adıyla Facebook) da dahil olmak üzere sosyal medya platformlarının kamusal söylem ve çatışmaya ilişkin algılar üzerinde önemli bir etkisi var. Ne yazık ki Meta’nın Gazze’yle ilgili dezenformasyonu ele alması, bunun gerçekliğe, objektifliğe etkisi ve olaya dahil olan kişiler açısından olası sonuçları konusunda endişelere yol açtı. Zaten kötü bir üne sahip olan sosyal medya devinin kullanıcılarının bilgilerini korumada başarısız olma, seçimleri manipüle etme, dezenformasyon yayma ve yanlış bilgileri doğrulama konusunda karanlık bir geçmişi bulunuyor. Meta’nın objektiflikten uzak, taraflı tutumunun son açık göstergesini İsrail’in Gazze’ye saldırılarında gözlemledik.
Ayrımcılık ve kamuoyuna etkisi
Meta, sosyal medya ortamında önemli bir oyuncu. Platform aynı zamanda bir haber kaynağı, hikaye anlatıcısı ve hatta kullanıcı tarafından oluşturulan gönderiler, makaleler ve videolar da dahil olmak üzere çok büyük miktarda içeriğin paylaşılabildiği bir söylem oluşturucu ve propaganda makinesi olarak hareket ediyor.
Meta, Gazze çatışması bağlamında yanlış bilgilerin, propagandanın ve önyargılı anlatıların yayılmasını önleme konusunda başarısız olduğu ciddi bir sınavla karşı karşıya kaldı. Daha da kötüsü, tarafsızlığı, ifade özgürlüğünü ve hatta kendi topluluk kurallarını bile ihlal ederek kasıtlı olarak taraf tuttuğuna, yanlış bilgi yaydığına ve gerçeği gizlediğine dair endişeler var.
Mark Zuckerberg’in sahibi olduğu Meta; Facebook, Messenger, Instagram, WhatsApp ve Horizon gibi dijital çağın bazı önemli platformlarını bünyesinde barındırıyor. Kendisi de Yahudi olan, bununla birlikte İsrail’e desteğini açıkça ilan eden ve Hamas’ı terör örgütü olarak gören Zuckerberg’in bu görüşünü milyonlarca insana empoze etmek için sosyal medyanın gücünü kullanması kabul edilemez.
Platformda İsrail’i desteklemek isteyen kullanıcılar bunu kolaylıkla yapabilirken, Filistin yanlısı duruş sergileyenler hesaplarının yasaklandığını, sansürlendiğini veya görünürlüğünün azaldığını görüyor. Hatta bu insanların bazıları terörist bile ilan edildi. Bu durum birçok kullanıcı ve ifade özgürlüğünü denetleyen kuruluş tarafından dile getirildi. Meta, İsrail’in vahşi saldırılarını meşrulaştırmak için üretilen uydurma içeriklerin paylaşılmasını kolaylaştırırken, Filistin destekçilerinin paylaşımlarını topluluk kuralları ya da bazı algoritmik hatalar gibi bahanelerle bastırıyor.
Dezenformasyonla mücadelenin zorluğu
Meta gibi sosyal medya platformlarındaki bilgi paylaşımının birbirine bağlı doğası ve etkileşimli olarak büyüyen anlatı, yanıltıcı içeriğin ilgi kazandığı ve çatışmalar hakkında çarpık bir anlayışın ortaya çıkmasına hizmet eden bir dezenformasyon döngüsüne yol açıyor. Beklentilerin aksine, neredeyse 20 yıllık interaktif sosyal medya platformları dönemi bilgiye erişim, ifade özgürlüğü ve demokratik süreçlerin işleyişine yardımcı olmak yerine durumu daha da karmaşık hale getirdi. İlk 10 yılda bilgiye kolay erişim, yurttaş gazeteciliği, herkesin kendini ifade edebildiği bir ortam gibi beklentilerin ne kadar etkileyici olduğu konuşuluyordu. Geldiğimiz noktada ise bu tür platformların yaydığı yanlış bilgilerden kendimizi korumaktan, seçimlere müdahalelerini önlemeye kadar uzanan yıkıcı etkilerinden bahsediyoruz.
Çatışma bölgeleri söz konusu olduğunda sosyal medya üzerinden yayılan dezenformasyon mevcut durumun uluslararası düzeyde yanlış okunmasına neden olarak toplumlar arasındaki işbirliği ve dayanışmanın zarar görmesine yol açabilir. Çatışmalara barışçıl çözümler bulabilmek, adil ve hakkaniyetli bir tutum sergileyebilmek, doğruyu yanlıştan ayırabilmek ancak olayların doğru şekilde ele alınmasıyla mümkündür. Bunu başarmak içinse doğru bilgi ve hakikat şarttır. Meta ve diğer sosyal medya platformlarının amaçları toplumlara fayda sağlamaksa; bu platformlar tarafsız, şeffaf ve işbirliğine açık olmalıdır. Ayrıca, haber kaynağı işlevi görmeleri dolayısıyla haber ajanslarıyla işbirliği yapmaları ve platform üzerinde dolaşıma giren bilgileri teyit etmek için çaba göstermeleri ise kaçınılmazdır.
Bu platformlar kazandıkları büyük bütçelerle doğrulama süreçlerini hatasız hale getirmek için yanlış bilgileri hızlı bir şekilde tespit edip etiketlemek ve platformlarının dezenformasyon çöplüğüne dönüşmemesi için iyileştirme adımları atmak amacıyla gelişmiş doğrulama mekanizmalarına yatırım yapmalıdır. Ayrıca, kullandıkları algoritmaların şeffaf olmasını sağlayarak kullanıcılara içeriğin nasıl önceliklendirildiği ve güçlendirildiği konusunda daha net bir görüş sunmalıdır. Bunu yaparak yanlış bilginin yayılmasını, önyargıların yerleşmesini ve kendi kendini güçlendiren yanlış anlama döngüsünü önleyebilirler.
Algı operasyonları her zaman başarılı olmaz
Filistin’e destek için sokaklara dökülen milyonlarca insan, sosyal medya platformları ve birçok Batılı medya kuruluşunun yürüttüğü algı operasyonlarının ve psikolojik savaşın sanıldığından daha az etkisi olduğunu kanıtlıyor. Yaşadığımız bilgi çağında saatler içinde milyonlarca kullanıcıya ulaşan platformların çok kısa sürede tüm güvenilirliklerini ve kullanıcılarını kaybetmeleri mümkün. Seçeneklerin bu kadar bol olduğu bir dönemde, mevcut güç ve nüfuz kapasitesinin sarsılmaz olduğunu düşünmek saflık olur. Son derece tartışmalı ve güvenilmez bir platform imajı, günümüzün devlerinin kendilerinden önceki pek çok dev gibi internet çağının tozlu raflarına kalkmasını sağlayabilir.
Dönemin Facebook’unun daha önceki hatalarından dolayı üzerine yapışan kötü imajı düzeltmek için Meta’ya dönüşerek akıllıca bir imaj çabası içine girmiş olduğu düşünülebilir. Ancak Meta’nın bu sefer üstüne bulaşan lekeyi temizlemek için yeni bir isim değişikliğinden daha fazlasına ihtiyacı olabilir.
Murat Selvi
TRT World Araştırma Merkezinde Araştırmacısı