Prof. Dr. Hakan Kırımlı: ’’Kahovka Şehrinin Bulunduğu Mevkinin Tarihi İsmi İslâmkermen’dir’’

İşgalci Rusya’nın yerle bir ettiği Ukrayna’nın Herson şehrindeki Kahovka Barajı’nın yarattığı yıkım, bölgenin önemini gün yüzüne çıkardı. Prof. Dr. Hakan Kırımlı, “İşgalci Rusya ile Ukrayna arasında devam etmekte olan savaşın cereyan ettiği bir çok yer, Türk tarih ve kültür coğrafyasının önemli bir parçasıdır” dedi.

Terörist devlet Rusya, 6 Haziran 2023 tarihi gece saatlerinde Herson bölgesinde Dnipro Nehri üzerinde bulunan Kahovka Barajı’nı patlattı. Barajı ve hidroelektrik santralin makine dairesini tamamen yok eden patlamanın ardından barajın aşağısında kalan birçok yerleşim yeri sular altında kaldı. İşgalci Rusya’nın Kahovka’da yarattığı çevre felaketi büyük bir yıkıma yol açtı.

Prof. Dr. Hakan Kırımlı, 24 Şubat 2022’den bu yana Rusya’nın Ukrayna’nın güneyindeki işgal ettiği bölgelerin tarihi Kırım Hanlığı toprakları olduğuna dikkat çekti ve Türk tarih ve kültür coğrafyasının bir parçası olması nedeniyle önemini vurguladı.

Prof. Dr. Kırımlı, “İşgalci Rusya ile Ukrayna arasında devam etmekte olan savaşın cereyan ettiği birçok yer, Türk tarih ve kültür coğrafyasının önemli bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.

“BU BÖLGELER, KIRIM HANLIĞI İLE DOĞRUDAN İLİŞKİLİ KASABALAR, KALELER VE ŞEHİRLERDİR”

Prof. Dr. Hakan Kırımlı, Rus işgal ordusunun saldırı düzenlediği ve yakıp yıktığı İzüm, Liman, Bahmut ve Kahovka şehirlerinin, Kırım Hanlığı ile yakından ilişkili tarihi merkezlerden olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Hakan Kırımlı’nın konuya ilişkin Kırım Haber Ajansına verdiği demeç şu şekilde: “Rusya’nın 2022 yılında başlayan Ukrayna işgalinde, öncelikle zaten daha önce işgal etmiş olduğu Kırım ve Donbas bölgesindeki belli kısımları hariç tutarsak, işgal etmiş olduğu ve maalesef bugüne kadar da hakimiyeti altında tuttuğu Dinyeper (Özü) Nehri’nin doğusunda kalan bölgeler ve Harkiv’e kadar giden bu savaş tiyatrosunun bilhassa en kızgın çatışmalarının yaşandığı yerlerin, tarihi özelliğini de hep hatırda tutmakta fayda vardır diye düşünüyorum.

Bu bölgelerin tamamı, Kırım Hanlığı’nın ondan önce de Altınordu Devleti’nin en karakteristik toprakları arasındaydı. Ve orada bugün adı geçen pek çok yerleşim yeri aslında neredeyse tamamına yakını, Kırım Hanlığı’yla doğrudan doğruya ya ilişkisi vardır ya da eski Kırım Hanlığı, kasabaları, kaleleri, şehirleridir.

Mesela kuzeyde özellikle savaşın başlarından beri adı geçen İzüm şehri zaten bildiğiniz Üzüm kelimesinden gelir ismi. Kökü yine Kırım Hanlığı’na gider.

Liman şehri zaten malum. Liman kelimesi Yunanca bir kelimedir ama oradan Türkçe’ye geçmiş bir kelime olarak, bugünkü Ukrayna’nın pek çok yerinde rastlanan bir kelimedir.

Savaşta Putin’in ve onun haydut ordusu diyebileceğimiz Wagner’lerin neredeyse bir yıldır bütün gücünü en vahşi şekilde ortaya koyup da bir türlü ele geçiremediği Bahmut şehri, ki onlar Bahmut ismini kullanmamak için Artyomovsk ismini kullanırlar aslında Kırım Hanlığı devrindeki Mahmut Kale toprakları üzerindedir. Adı da oradan gelir. Oradan geçen akarsu da Mahmutsu ismini taşır.

Putin rejiminin, Ukrayna’nın karşı saldırısını engellemek için son derece vahşi bir şekilde, insanlık dışı bir şekilde havaya uçurduğı Kahovka şehri ise aslında Kırım Hanlığı ile bire bir alakalı bir merkezdir. Kahovka mevkii, Kırım Hanlığı’nın İslâmkermen Kalesi’nin bulunduğu yerdir. Oranın tarihi ismi İslâmkermen’dir.

Rusya İmparatorluğu, Kırım’ı istila ve ilhak ettikten sonra Kırım’daki yani kurdukları Tavrida Vilâyeti’nib ilk valisi olan Vasiliy Kahovskiy’nin ismini buraya verdi.”

“SAVAŞ, TÜRKİYE’Yİ DE TÜRKLÜĞÜ DE BİRİNCİ DERECEDEN İLGİLENDİRİR”

Devam etmekte olan Rusya işgal ordusuyla Ukrayna ordusu arasındaki savaş pek çok sebepten Türkiye’yi de, Türklüğü de birinci dereceden ilgilendirmektedir. Asla ve asla uzakta cereyan iki alakasız halkın savaşı değildir. Türkiye açısından Türkler açısından, bu pek çok sebepten çok daha önemlisi, savaşın cereyan ettiği yerin aslında Türk tarih ve kültür coğrafyasının çok önemli bir parçası olmasıdır. Her geçen gün de, her geçen saat de maalesef bu kültürün somut ve somut olmayan her bir parçasının yok edildiği, yok edilme tehlikesine maruz kaldığı görülmektedir.”

Son Yazılar