Rusya-Ukrayna Savaşı’nda bir yıl geride kalırken, Türkiye sahip olduğu coğrafi konumu ve izlediği doğru politikalar neticesinde Orta Koridor’daki yerini sağlamlaştırırken, Tahıl Koridoru ile olası küresel gıda krizinin önüne geçilmesine katkı sundu.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başladığı 24 Şubat 2022’den bu yana ticaret ve ulaşımın 3 ana koridordan gerçekleştirildiği Avrupa ve Asya arasındaki siyasi ve ekonomik dengeler de değişime uğruyor.
Rusya’nın içinde bulunduğu “Kuzey Koridoru”, İran üzerinden geçen “Güney Koridoru” ve Türkiye’nin de dahil olduğu “Orta Koridor” birçok ülke açısından stratejik önem taşıyor.
Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle Kuzey Koridor’u, İran’a yönelik ambargolar ve Orta Doğu’daki çatışmaların ise Güney Koridor’u güvenlik açısından riskli duruma düşürdüğü görülüyor.
Bu durum Türkiye’den Kafkaslar’a, oradan da Hazar Denizi’ni aşarak Türkmenistan ile Kazakistan’ı takiben Orta Asya ve Çin’e ulaşan Orta Koridor’u daha da değerli hale getiriyor.
Pekin’den Londra’ya uzanan bu hat, yıllık 600 milyar doları aşkın ticaret trafiğinin kalbinde yer alıyor.
Özellikle Türkmenistan, Kazakistan ve Azerbaycan limanlarında lojistik merkezler ve serbest ticaret sahaları kurulmasının, Trans-Hazar işbirliğinin gelişmesine ve derinleşmesine katkı sağlayacağı öngörülüyor.
“Son bir yılda Orta Koridor’dan yük taşımacılığı arttı”
Azerbaycan Uluslararası İlişkiler Analiz Merkezi Ekonomi Uzmanı Orhan Bagirov, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sadece Avrasya’daki siyasi durumu değil aynı zamanda jeoekonomik durumu da değiştirdiğini söyledi.
Bagirov, Avrupa ile Çin arasındaki mal taşımacılığı için kullanılan ana yol yani Rusya topraklarından geçen Kuzey Koridor’un, Rusya’ya karşı uygulanan çeşitli ekonomik yaptırımlar nedeniyle sorunlarla karşılaştığını belirtti.
Bu durumun özellikle Orta Asya, Güney Kafkasya ve Türkiye üzerinden geçen başta Orta Koridor olmak üzere alternatif yolların önemini artırdığını vurgulayan Bagirov, şu değerlendirmelerde bulundu: “Son bir yılda Orta Koridor’dan yük taşımacılığı arttı. İstatistiki rakamlara göre 2022 yılında ülkelerin Orta Koridor üzerinden kargo taşımacılığı yaklaşık yüzde 41 artarak 3,9 milyon tona ulaştı. Bu gelişmeler aynı zamanda Türkiye ve Azerbaycan’ın da aralarında bulunduğu Orta Koridor’un katılımcı ülkelerinin jeopolitik konumlarını güçlendirerek yüklerin transit geçişlerinden elde ettikleri gelirleri artırdı. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasından sonra Azerbaycan topraklarından geçen transit kargo hacmi önemli ölçüde arttı. Orta Koridor’u başlatan ve bu projenin kritik katılımcılarından biri olan Türkiye, Avrasya’daki transit ülke konumunu önemli ölçüde güçlendirdi. Son gelişmeler, kendisine gelecekte Avrupa ile Asya arasındaki ana geçiş ülkesi olarak Rusya’nın yerini alma şansı vermektedir.”
Bagirov, bunun tesadüf olmadığını ve Çin’in Türkiye’ye ilgisinin arttığını belirterek, Eylül 2022’de Çin-Türkiye İletişim Forumu düzenlendiğini, Kuşak ve Yol Girişimi’nin (BRI) Türkiye’nin Orta Koridor ile sinerji haline getirilmesine odaklanıldığını hatırlattı.
Ayrıca Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Avrupa’nın enerji sektöründe oluşturduğu kriz nedeniyle Avrupa’nın Azerbaycan gazına ilgisinin arttığını vurgulayan Bagirov, “Azerbaycan’dan Avrupa’ya gaz ihracatını artırmak için anlaşma imzalandığını belirtmekte fayda var. Azerbaycan, gaz ve petrol kaynaklarını Türkiye’den geçen ve Azerbaycan ile Türkiye’nin ortaklaşa inşa ettiği boru hatlarıyla ihraç ederken, yeni anlaşmalar da Türkiye’nin enerji kaynaklarının ana geçiş ülkelerinden biri olma konumunu güçlendirdi. Böylece jeoekonomik açıdan bakıldığında, Türkiye’nin konumu son bir yılda güçlendi ve bir geçiş ülkesi rolü önemli ölçüde iyileşti.” diye konuştu.
“Tahıl Koridoru bir barış koridoruna dönüştü”
Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın, enerji, gıda ve lojistik bağlamında güvenlik sorunlarını ön plana çıkardığına dikkati çekti.
Bu süreçte Rusya toprakları üzerinden geçen Kuzey Koridor’un tıkandığını belirten Erol, Tayvan, Sri Lanka, Myanmar gibi yerlerde yaşanan gelişmeler nedeniyle Pasifik’ten geçen Güney Koridor’a dair güvelik kapsamında soru işaretleri oluştuğunu ifade etti.
Erol, bu konjonktürde Orta Koridor’un güvenlik boyutuyla daha da ön plana çıktığını vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu: “Özellikle Orta Koridor’a dahil olan ve Çin’den Avrupa’ya uzanan güzergahta bulunan devletlerin kendi aralarındaki sorunları barışçıl yollarla ivedilikle çözme yönünde ortaya koydukları irade, mevzubahis koridorun potansiyeline katkı sunuyor. Burada Orta Asya, Hazar ve Kafkasya’da sorunların çözülmesi, devletlerin entegrasyonunu sürecini hızlandırırken Türkiye’nin kazan-kazan temelli politikalarının da etkisiyle Orta Koridor’un işlevi artıyor. Tahıl Koridoru konusu ise hem Avrupa’nın hem de dünyanın en önemli başlıklarından biri oldu. Gıda krizinin derinleştiği bir dönemde Türkiye, Tahıl Koridoru için gerekli uzlaşı ortamını tesis etti. Bu sayede Tahıl Koridoru, bir barış koridoruna dönüştü. Günümüzde söz konusu koridorun devam etmesi yine Türkiye’nin barışçıl diplomasisinin bir sonucudur. Aynı zamanda bu durum, BM’nin uzun yıllar sonra bir kriz alanında başarılı diplomasi yürütmesine kapı aralamıştır.”
İhracat trenleri ve gemiler
Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’ın iş birliğiyle 30 Ekim 2017’de işletmeye açılan Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demir Yolu Hattı ve entegre olduğu “Kuşak ve Yol Projesi” kapsamında oluşturulan “Orta Koridor”a talep artışı rakamlara da yansıdı.
BTK Hattı sayesinde Azerbaycan, Çin, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Rusya, Tacikistan, Türkmenistan’a yük taşıması yapılıyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından edinilen bilgilere göre, BTK hattında açıldığından bu yana 2 bin 63 tren ile 1 milyon 402 bin ton yük taşıması gerçekleştirildi.
Tahıl Koridoru’nda ise şu ana kadar 759 gemi Ukrayna limanlarından kalkış yaptı ve 21 milyon 977 bin 443 ton yük taşındı.
Söz konusu gemilerin 202’si yüklerini Türkiye limanlarına getirdi. Türkiye limanlarına gelen gemilerin taşıdığı toplam yük ise 2 milyon 983 bin 212 olarak kayıtlara geçti. Yani toplam yükün yüzde 14’ü Türkiye’ye geldi. Yüklerin yüzde 12’si Afrika’ya, yüzde 35’i Asya’ya ve yüzde 40’ı ise Avrupa’ya taşındı.
En fazla yük 4 milyon 494 bin 519 ton ile Çin’e taşındı. Bu ülkeyi 3 milyon 917 bin 445 ton ile İspanya izledi.
Gemilerle arpa, buğday, soya, ayçiçeği küspesi, buğday kepeği, bezelye, ayçiçeği çekirdeği, işlenmiş karışık gıda, şeker pancarı, ayçiçek yağı, kanola tohumu, mısır ve soya yağı olmak üzere 13 farklı çeşit yük taşındı.
Orta Koridor’un önemi Mart 2021’de “The Ever Given” isimli geminin Süveyş Kanalı’nda karaya oturmasıyla yaşanan sıkıntının ardından daha da artmış ve son dönemde ulaştırma alanında yapılan projeler Türkiye’yi bu koridorun kilit ülkesi konumuna getirmişti.