Terör örgütü DEAŞ ve PKK’nın bölgedeki petrol sahaları, petrol hatları ve elektrik taşıma hatları gibi enerji yatırımlarını hedef alması Irak’ın uluslararası ekonomik işbirliklerini akamete uğratabilir. ORSAM Irak Çalışmaları masasından Sercan Çalışkan, terör örgütü DEAŞ ve PKK’nın Irak’taki enerji varlığı üzerindeki tehdidini kaleme aldı.
Irak’taki terör örgütü PKK varlığının enerji hatları üzerinde yarattığı tehditler son dönemde yaşanan örneklerle bir kez daha gündeme geldi. Geçtiğimiz ay Irak’ta yakalanan terör örgütü PKK militanlarının Kerkük’ten Ceyhan Limanı’na giden petrol boru hattını kundaklamayı planladıkları Iraklı yetkililerce açıklandı. Yapılan bu açıklama, terör örgütünün Irak’taki enerji nakil hatları üzerinde oluşturduğu tehdidi göstermesi bakımından somut bir gelişme olarak okunmalıdır.
Terörün varlığı enerji hatları için büyük tehdit
Öte yandan Irak’taki terör örgütlerinin varlığı potansiyel ekonomik kalkınma projeleri ve enerji hatları için de tehdit oluşturmayı sürdürüyor. Bu noktada terör örgütü DEAŞ ve PKK bölgede tehdit yaratan 2 terör örgütü olarak öne çıkıyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), temmuz ayında paylaştığı bilgilerde terör örgütü DEAŞ’ın 2024’ün ilk 6 ayında 153 saldırıyı üstlendiğini, bu sayının 2023’ün aynı dönemindeki saldırı sayısının 2 katı olduğunu belirtti. Diğer yandan PKK’nın saldırılarına bakıldığında, örgütün özellikle son 6 aylık süreç içerisinde Irak’taki farklı vilayetlerde kundaklama eylemlerini öncelediği gözlemlendi. Iraklı yetkililer tarafından, terör örgütü PKK militanlarının Bağdat’ta da terör eylemleri ve farklı vilayetlerdeki petrol rafineleri ile elektrik taşıma hatlarını da hedef almayı planladıkları belirtildi. Tüm bu bilgiler ışığında, Irak’taki terör varlığının, Faw Limanı ve Kalkınma Yolu gibi projelere de tehdit oluşturabileceğini söylemek mümkündür.
Bilhassa Irak’ı Avrupa pazarlarına ulaştırması beklenen Faw Limanı ile bu limana entegre hayata geçirilecek bin 200 kilometrelik kara ve demiryolunu içerecek Kalkınma Yolu Projesinin güvenliğini sağlamak, Irak’a çekilmek istenen yatırımlar, projelere dönük uluslararası ilgi ve işbirlikleri için hayati önem taşıyor. PKK ve DEAŞ terörünün, Basra’dan başlayarak ülkenin kuzeyine ulaşacak kara ve demiryolu hattı üzerindeki ticari akışa bir tehdit oluşturamayacak düzeye geldiğinin somut göstergeleri, Irak hükümetinin projeler noktasında uluslararası güven kazanımını da beraberinde getirecektir.
Irak’ın uluslararası ilgi ve ticari işbirlikleri noktasında güven kazanımı yalnızca kalkınma projeleri ile ilgili değildir. Irak’taki petrol sahalarının rehabilite edilmesi ve geliştirilmesi için uluslararası şirketlerin Irak’ta yatırım yapma istekliliği Irak ekonomisi için son derece hassas bir konudur. Özellikle Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin hususi olarak bu konuya önem verdiği biliniyor. Ağustos ayının başında Irak Hükümeti ile İngiliz enerji şirketi BP arasında imzalanan sözleşme konu kapsamında kayda geçirilmesi gereken bir gelişmedir. Bu gelişme ışığında, Kerkük’teki “Baba ve Avana” ile “Bay Hasan”, “Cembur” ve “Habbas” sahalarının rehabilite edilip geliştirilmesini içeren mutabakat zaptının, her iki tarafın anlaşmasıyla diğer keşif alanları üzerinde çalışma olasılığını da içerdiği aktarıldı. 2014 yılında terör örgütü DEAŞ tehdidi nedeniyle bölgeden çekilen BP’nin yeniden Kerkük’te varlık gösterecek olması, bölgenin güvenlik istikrarı ile ticari faaliyetlerinin ne kadar yakın ilişki içerisinde olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla terör örgütü DEAŞ ve PKK’nın bölgedeki petrol sahaları, petrol hatları ve elektrik taşıma hatları gibi enerji yatırımlarını hedef alması Irak’ın uluslararası ekonomik işbirliklerini de akamete uğratabilir.
Türkiye ve Irak arasında güçlenen işbirliği
Türkiye ve Irak arasında güçlenen işbirliğini bu kapsamda okumak da doğru olacaktır. Zira iki ülkenin kalkınma projeleri üzerinde sağlayacağı ortak menfaatlerin büyüklüğü yalnızca ekonomi alanında değil güvenlik alanında işbirliklerine de doğrudan neşet ediyor. Aralık 2023’te Ankara’da iki ülkenin üst düzey isimlerinin gerçekleştirdiği toplantıda terör örgütü PKK’nın “ortak tehdit” olarak belirtilmesi, Mart 2024 tarihindeki toplantıda ise “yasaklı örgüt” olarak kabul edilmesi söz konusu işbirliğinin somut çıktılarıdır. Nitekim Haziran 2024’te Irak’taki görevine başlayan Türkiye’nin yeni Bağdat Büyükelçisi Anıl Bora İnan da, iki ülkenin terör örgütü PKK’ya dönük son dönemdeki işbirliğinin altını çizerek “Başbakan es-Sudani’nin, tüm devlet kurumlarına PKK’ya “yasaklı örgüt” atfında bulunma talimatı vermesi takdire şayan ve memnuniyet verici gelişmelerdir” ifadelerini kullandı.
Terör örgütü PKK, Türkiye’nin Pençe operasyonları neticesinde hareket alanını kaybetmesi sebebiyle, Irak’ın daha güney bölgelerinde kendisine yaşam alanı açmaya çalışıyor. Bunun bir sonucu olarak Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) kontrolündeki Duhok ve Erbil şehirleri PKK tehdidi ile karşı karşıya kaldılar. Bu kapsamda terör örgütü PKK, Duhok’un kırsal bölgeleri başta olmak üzere Peşmerge güçlerinin konuşlandığı kontrol noktalarına da çok sayıda saldırı düzenledi. Söz konusu güvenlik tehditlerinin yanı sıra örgüt, bölge halkının ekonomik refahı ile sosyal yaşantısını doğrudan etkiliyor. Duhok, Erbil ve Kerkük’teki tarihi çarşılar ile pazar yerlerinin kundaklanması ile Kerkük-Ceyhan Boru Hattı’na yönelik eylem hazırlıklarının açıklanması son dönemde yaşanan somut gelişmelerdir. Bu açıdan bakıldığında, Pençe operasyonları ile köşeye sıkışan örgütün Irak’ın farklı şehirlerinde ülkenin sosyal yaşamı ile ticari faaliyetlerini tehdit ederek terör faaliyetlerine devam ettiği gözlemlendi.
Sercan Çalışkan
ORSAM Irak Çalışmaları Araştırmacısıdır. Polis Akademisinde doktora eğitimine tez yazım aşamasında devam etmektedir. Irak’ın birçok vilayetinde 2020’den bu yana saha çalışmaları gerçekleştiren Çalışkan; 2021 Irak Parlamento Seçimleri ile 2023 Yerel Seçimlerinde uluslararası gözlemci olarak görev yapmıştır. Çalışkan ayrıca Çin’in Orta Doğu politikası üzerine de akademik çalışmalar yürütmektedir.