Dr. Sabir ŞAHTAHTI
Azerbaycan AZERTAC
Türkiye Büro Başkanı
Azerbaycan’ın üç renkli bayrağı, devlet sembolü olarak Azerbaycan Halk Cumhuriyeti Hükümeti’nin (AHC) 9 Kasım 1918’deki toplantısında kabul edildi. 27 Nisan 1920’de Bolşevik işgalinden sonra, Halk Cephesi bayrağının yerine Azerbaycan SSC’nin kırmızı renkli orak-çekiç bayrağı göndere çekildi.
Nahçivan Özerk Cumhuriyeti’nin Yüksek Meclisi’nin 17 Kasım 1990 tarihli kararı ile Özerk Cumhuriyet’in devlet bayrağı olarak üç renkli bayrak kabul edildi. Azerbaycan hükümetine, üç renkli ay yıldız bayrağımızın devlet bayrağı olarak kabul edilmesini tavsiye etti. Son olarak, 5 Şubat 1991’de Azerbaycan Yüksek Sovyeti’nin kararı ile şu andaki üç renkli ve ay-yıldızlı bayrak, bağımsız cumhuriyetin devlet bayrağı olarak ilan edildi.
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından 18 Kasım 2009’da imzalanan kararname ile 9 Kasım tarihi, “Ulusal Bayrak Günü” olarak kabul edildi. Azerbaycan, halk tarafından devlet bayrağına büyük sevgi ve saygı duyulan ülkelerden biridir. Bayrak, onurumuzun ve birliğimizin sembolüdür. Ve büyük bayraklarımızın sallandığı yerler, en güzel yer olarak hafızamıza kazınmıştır.
Devlet bağımsızlığımızı kazandığımız günlerden bu zamana kadar, kalplerimizde yer alan dertlerimizden birisi de topraklarımızın yüzde yirmisinin işgal edilmiş olmasıydı, diğeri düşmanın esaretinde olan kutsal yerlerimizden Şuşa Kalesi’nin üç renkli bayrağımız hasret olarak yaşamasıydı.
Şuşa’nın 28 yıldır yaşadığı bayrak özlemine son vermek istiyoruz …
27 Eylül’den itibaren muzaffer Azerbaycan Ordusu tarafından sürdürülen başarılı askeri operasyonlar ile topraklarımızı parça parça özgürleştiriyor ve temizliyoruz. Gözlerimiz yolda, kulaklarımız seste. Benimle beraber milyonlarca insan, Şuşa’nın işgalden kurtuluşunu, işgal altındaki topraklarımızın kurtarılmasını ve kazanılan bu zaferin, manevi zaferimizin temeli olmasını beklemektedir.
Şuşa’yı bizim için bu kadar kutsal kılan temel birkaç şey var: Ana şey şu ki
Çarlık Rusyası, Ermenileri Dağlık Karabağ’a yerleştirmeye başladığından beri son iki yüz yıldır Şuşa milli imajını korudu. Sanki bu yerin taşı ve toprağı yabancı unsurları kabul etmiyormuş gibiydi. Hep çarpıştı, ve mücadele verdi. Bu güne kadar kendi adı ile kalbimizde yaşadı ve en eski Türk topraklarından biri olarak kendisini korudu. Şimdi Azerbaycan askerinin ayak sesleri Şuşa Kalesi’nin duvarlarında yankılanıyor. İbrahim Han’ın gezdiği yerlerden bir alkış sesi duyuluyor: Ayaklarına kurban Azerbaycan askeri…
Her Azerbaycanlının ve Azerbaycan’ı sevenlerin Şuşa ile ilgili beklentilerine farklı bir cevap verelim: Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, popüler Türk kanalı A Haber’e verdiği röportajda şunları söyledi: “Şuşa olmadan, işimiz eksik kalır. Elbette tartışmalarda bu konu hep gündemdeydi.”
Duygularımız ve arzularımız bunu söylüyor ki: Bu güne, çok az zaman kaldı.
İnsanlar bir ömür yaşar, Bayraklar ise, onu seven insanların varlığına manevi bir esinti verir. Uzun zamandır beklenen üç renkli ay ve yıldızlı bayrağımızın Şuşa’da dalgalanması ve onun yarattığı hüzünle karışık sevinçli ruh hali, işgalden kurtarılmış topraklarımızın arındırılması, günahlarımızın temizlenmesidir.
Bizi suçlama Şuşa … 9 Kasım geliyor. 9 Kasım, Azerbaycan’da Ulusal Bayrak Günü’dür. 9 Kasım, Devlet Bayrak Günü haberi ve Şuşa’nın fethi …
İki sevginin buluştuğu gün!
Tam olarak hatırlamamakla beraber, Şuşa’dan 1991 yılının Sonbaharında, gönüllü öğrenci olarak ayrıldık. Sonraki yıllarda Arkadaşlarımızdan bazıları şehid oldu, bazıları da kayıp. Her zaman Şuşa’dan ayrıldığımız tarihi değil, dönüş tarihini bekledik. Ama hiçbir zaman şimdiki kadar umutlu olmadık. Baş komutan, Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in komutanlığındaki Muzaffer Ordumuzun cesaretini koru Allah’ım! Bir kez daha millet olarak bizi, kâfir düşman karşısında rezil etme Allah’ım…
